"ültimatom" - Traduction Turc en Arabe

    • إنذار
        
    • إنذاراً
        
    • الإنذار
        
    • انذارا
        
    • انذار
        
    • انذاراً
        
    • إنذارات
        
    • إنذارًا
        
    Mayısın sonlarında, kuraklık ölümcül bir ültimatom verir. Open Subtitles الآن في نهاية شهر مايو الجفاف يقترب ويفرض إنذار مميت
    ültimatom, uyarı atışı. Bize cevap için bir galaktik hafta verirler. Open Subtitles أولاً نحصل على إنذار أخير, ثم طلقة تحذيرية, ثم أسبوع مجري للإستجابة.
    Beni tuvalete kadar takip eden bu adam aynı zamanda bana bir ültimatom veriyordu. Open Subtitles بعد أن اتبّعني إلى دورة المياه, هذا الشاب أيضاً كان يعطيني إنذاراً
    Bize şans vermedi, bize ültimatom verdi. Open Subtitles لقد أعطاكما فرصةً وقد أفسدتماها لم يعطنا فرصة، بل أعطانا إنذاراً بالرحيل
    Hep ona ültimatom verecek kadar seven birini dilediğini, bu yüzden şanslı olduğumu söyledi. Open Subtitles و بأنها تمنت لو أن شخصاً يحبها كفاية حتى يعطيها الإنذار
    Bankanıza gönderilen dosyada Christine'den bir ültimatom bulduk. Open Subtitles في ملف إرسالها إلى البنك الذي تتعامل معه، وجدنا انذارا من وظيفتها.
    Bana ültimatom veriyor. Euston İstasyonu, 30 dakika sonra. Bayan Vole hakkında bildikleri varmış. Open Subtitles تعطينى انذار أخير ، أن أكون فى محطة يوستن خلال 30 دقيقة ، لديها معلومات عن مسز فول
    Bana ültimatom çekti. Open Subtitles لقد أعطتني انذاراً أخيراً
    Ne yatma saati, ne ültimatom ne de arkamdan düşmanlarımla dost olmak var. Open Subtitles بدون إنذارات نهائية بدون محاباة العدو من خلف ظهري
    Neden ona sadece bir ültimatom vermiyorsun? Open Subtitles أوه، حَسناً، الذي لا أنت فقط يَحْصلُ عليه إنذار نهائي؟
    Karıma ültimatom verdirdin. Open Subtitles إعطائها إنذار ؟ ما هذا الإقتراح بحق الجحيم ؟
    Tamam, bak, yalvarmak istemem ama bu bir çeşit ültimatom sayılır. Open Subtitles إسمع , لا أريد أن أترجاك . ولكنه كان إنذار من نوعٍ ما
    Ben de içinde ültimatom olan bir iliski yasayamam. Open Subtitles حسناً، لا أستطيع أن أكون في علاقة بها إنذار أخير
    Kapımızda dünyalılar, bir ültimatom, hepimizi kurtaracak bir can. Open Subtitles الأرضيون عند البوابة، إنذار أخير، حياة واحدة مقابل العفو عن حيواتنا جميعًا
    Bu bir ültimatom değil ama bilmek istediğim şey şu eğer aynı yolda olmadığımız bir zaman gelecekse, bana söylemelisin. Open Subtitles وهذا ليس إنذاراً ولكن ما يجب أن اعرفه إذا او متى سيحين الوقت إن لم تكن على الطريق نفسه يجب ان تقل لي
    Sen de ona ültimatom verince her şey bitti. Open Subtitles لم يترك زوجته, أليس كذلك؟ أعطيته إنذاراً أخيراً
    - O bir ültimatom değildi. Open Subtitles ـ لم يكن أبداً زواج بإنذارات نهائية ـ بحقكِ إنه لم يكن إنذاراً نهائياً
    Ben sana ültimatom vermedim. Seçim şansı tanıdım. Open Subtitles و هذا لم يكُن إنذاراً أخيراً لقد أعطيتُك خياراً
    Bak Dwayne ile ilgili konularda seni kırdığım, ültimatom yaptığım için üzgünüm. Open Subtitles انظري أَنا آسف لأني أعطيتك ذلك الإنذار النهائي حول إنهاء الأشياءِ مع دوين
    ültimatom vermenin nasıl olduğunu bildiğini sanmıyorum. Open Subtitles أظن أنك لا تعرفين معنى الإنذار الأخير
    Amerika Japonya'yı teslim olmaya... ve eğer olmazsa ikinci bir... atom bombası atacaklarına dair bir ültimatom yayınladı. Open Subtitles أطلقت الولايات المتحدة انذارا نهائيا... تطالب باستسلام اليابان به... وتهدد باسقاط قنبلة ذرية ثانية إن لم تفعل ذلك
    Şef, krala ültimatom verdi. Open Subtitles ارسل السيد انذارا للملك
    Sonra, uçağa Bonn üzerinde dairesel uçuş yaptırıp rehinelerin 6 ila 8 saat arasında bizimkilerle takas edilmesi için ültimatom veririz. Open Subtitles مع توجيه انذار لتبادل رجالنا في غضون 6 أو 8 ساعات
    - Bana ültimatom mu veriyorsun? Open Subtitles - أتعطيني انذاراً ؟
    Sempatizan falan bilmem ama şunu söyleyebilirim ki ben ültimatom almam. Open Subtitles لا أدري بشأن ادعاء متعاطفٍ، لكنّي أعلم يقينًا أنّي لا أقبل إنذارات.
    Uzun lafın kısası bir ültimatom verildi bana. Open Subtitles إجابة مختصرة لقد تلقيت إنذارًا أخيرًا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus