Güzel. Ben de Albany'e gitmek istiyordum. Bazı üniversitelere bakmak için. | Open Subtitles | رائع , أنا كنتُ ذاهب إلى ألبانى للبحث عن بعض الجامعات |
Beni bu ülkenin pek çok yerindeki, kızların uyuşturucu ilaç verilerek erkek arkadaşlarının tecavüzüne uğradığı üniversitelere götürdü. | TED | لقد اخذتني هذه الرحلة الى الجامعات في انحاء البلاد حيث كانت الفتيات تغتصبن و يتم تخديرهن. |
Bu yazı Konkret Dergisi'nin önümüzdeki sayısında basılacak. Ama bu bildirinin 5000 adedi üniversitelere dağıtıldı bile. | Open Subtitles | خمسة الآف نسخة من هذه النشرات وصلت بالفعل إلى الجامعات |
Geçmişte alanlar prestijli üniversitelere gitti, ve prestijli kariyerlere sahip oldu. | Open Subtitles | الفائز السابق ذهب إلى جامعات عريقة ووظيفة أعرق حتى |
Ama mezuniyetten sonra hepiniz farklı üniversitelere gittiniz. | Open Subtitles | ولكننا ذهبنا إلي جامعات مختلفة بعد التخرج |
Ortalama yükseltmek istemeni anlıyorum, özellikle üniversitelere başvururken. | Open Subtitles | أحييك على رغبتك في رفع مجموعك خاصةً عند التقديم بالجامعات. |
Harvard gibi üniversitelere milyarlarca dolar bağış yapılırken kamu üniversitelerinin geliri azalıyor, eğitim ücreti artıyor. | Open Subtitles | لديها البلايين من المنح المجانية يزداد تقلص تمويل الجامعات العامة |
Babamın haberinin bile olmadığı üniversitelere başvurdum. | Open Subtitles | اللعنه , لقد تقدمت الى الجامعات ولم يعرف ابى حتى عن هذا |
Bizim görevimiz üniversitelere geçerli puanları göndermek ve yasal olmayan sonuçları geçersiz saymak. | Open Subtitles | والذي لدينا فقط هو مراسله عشرات الجامعات ونحن نبطل اللتي ليست مشروعه |
En iyi üniversitelere başvuru için dört kitap verdiler bana. | Open Subtitles | اعطوني للتو أربع كتب حول قبولات أفضل الجامعات |
üniversitelere baktığımızda, Bakalorya derecelerinin %60'ının kadınlara gittiğini görüyoruz, ki bu belirgin bir artış. | TED | فبالنظر الى الجامعات نحن نرى ان 60% من حملة درجة البكالريوس اليوم هنُّ من الاناث ! وهذا تغير كبير .. |
Sonra büyüdüm, yurt içi ve dışında üniversitelere gittim, farklı yerlerde birçok diploma elde ettim, organize olmuş ve uluslarası işlere başlamış, kalkınma, insani yardım ve hayırseverlik alanlarında çalıştım. | TED | ثم كبرت، ذهبت إلى الجامعات في الداخل و الخارج، حصلت على شهادات هنا وهناك، أصبحت مُنَظِّمَة و اتخذت وظائف دولية، العمل في التنمية، العمل الإنسانى والعمل الخيرى. |
Ve öğrencilermizin tamamı en üst düzey üniversitelere kabul ediliyorlar. | Open Subtitles | وجميع ثلاميذنا يلجون أحسن الجامعات |
Şimdilerde, Yaradılış Atlasını okullara, üniversitelere, uluslararası liderlere göndermek suretiyle, dünyanın kalanı için olağanüstü bir kampanyaya başlamış görünüyor. | Open Subtitles | الآن, ينشر بحملته الإستثنائيّة لبقيّة العالم, وذلك بإرسال "أطلس الخلق" للمدارس, الجامعات, والزعماء الدوليّون. |
Pek çok El-Kaide acemi askeri o üniversitelere gidiyor. | Open Subtitles | "العديد من تجنيدات "القاعدة تقام في هذه الجامعات |
Zaten hepimiz de sonunda farklı üniversitelere gideceğiz. | Open Subtitles | وكلنا سنذهب إلى جامعات مختلفة في النهاية. |
Anne-babamızın çıkması bir erkek kardeş paylaşmamız gelecek sen farklı üniversitelere gidecek olmamız. | Open Subtitles | والدانا يتواعدان أخ مشترك... اقصد، جامعات مختلفة للسنة القادمة ، أنه |
En iyi üniversitelere gitmişsin ne kadar güçlüymüşsün önemi yok... | Open Subtitles | بغض النظر عن جامعات إيفي أو مدة قوتك |
Northwestern'in diğer üniversitelere göre durumu nedir, mesela Georgetown'a göre? | Open Subtitles | ما هو موقع (نورثويسترن) مقارنة بالجامعات الأخرى ؟ على سبيل المثال (جورج تاون) |
Arkadaşlarımın hepsi farklı üniversitelere gidiyorlar. | Open Subtitles | انظر, كل أصدقائي سيذهبون إلى كليات مختلفة |
Demek istediğim, seçkin üniversitelere girmek zordur dolayısıyla rüşvetçilik çekici hâle gelir. | TED | قصدتُ بأن القبول في الكليات المرموقة هو أمر نادر أيضًا، وبالتالي تصبح الرشوة جذابة. |