Git süt ürünlerinin... son kullanma tarihlerini değiştir. | Open Subtitles | غيّر تواريخ الصلاحية على منتجات الألبان. |
Bizin birden çok ortak noktamız var. Süt ürünlerinin sindirimi ikimizide de zor oluyor. | Open Subtitles | بيننا أشياء كثيرة مشتركة، كلتانا تجد صعوبة في هضم منتجات الألبان |
Petrol ürünlerinin eyaletler arası taşınması yasa dışıdır değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، أنها غير قانونية لنقل منتجات نفطية عبر خطوط الدولة الآن ، إليس كذلك؟ |
Fırtınadan, dev dalgalardan ve deniz ürünlerinin tehlikeli bir türünden kurtulduk. | Open Subtitles | نجونا من العواصف والموجات الجارفة، ومن نوعٍ خبيث من المأكولات البحريّة. |
Coca-Cola, Pepsi, gazoz Gatorade satıyorsanız tütün endüstrisinin ürünlerinin kansere sebep olduğunu söylememeyi tercih etmesi gibi, içeceklerinizin de şişmanlatıcı olabileceğini kabul etmek istemezsiniz. | Open Subtitles | لا تريد لطعامك أن يعتبر مسمن مثل صناعة التبغ سيفضلون أن منتجهم غير قادر على التسبب بالسرطان |
Çin ürünlerinin kalitesi son 10 yıl içinde istikrarlı bir şekilde artmakta ve bunun sebebi oradaki istikrarlı rekabet ortamı. | TED | وارتفعت جودة المنتجات الصينية باستمرار في العقد الماضي، وذلك بسبب بيئة تنافسية شرسة. |
Radyumun gizemli özellikleri halkın hayal gücünü yakalayarak çok çeşitli tüketici ürünlerinin satılmasını sağladı. | Open Subtitles | الخواص الغامضة للراديوم أطلقت العنان لخيال العامة و علي غرابتها،ظهر نوع جديد من السلع |
"...insan emeği ürünlerinin yıkımıdır. | Open Subtitles | "هو تدمير الصناعه تدمير الجهد الإنساني |
Zaten var olan ürünlerinin içeriğini değiştirebilirler piyasaya yeni ürünler sunabilirler ve ayrıca piyasaya küçük porsiyonlu ürünler sunabilirler. | Open Subtitles | يمكنهم تغيير وصفة المنتجات الحالية يمكنهم تقديم منتجات جديدة إلى السوق يمكنهم ايضا تقديم وجبات بأحجام في السوق |
Haddinden fazla kullandığın güzellik ürünlerinin zehriyle kimsenin bakmadığını düşündüğün zamanlarda utanç içinde yediğini gördüğüm turtaların arasında Cheerios'un onurunu koruyup onlara yeni bir ulusal şampiyonluk getirecek ateş ve yaratıcılığa sahip olduğunu fark etmemiştim. | Open Subtitles | بين الأبخرة السامة من منتجات التجميل المفرطة وكل تلك الفطائر القمرية أراكِ تأكلين بخزي بدورة المياه |
NT: Yaptığım her şey insanlık adınaydı. Zengin kesimin hiddetinden aşağılanmayacak fakir kesime , zekanın, bilimin ve sanatın ürünlerinin topluma hayatın daha güzelleştirilmesi adına hizmet ettiği bir dünya için. | TED | نيكولا تيسلا: كل ما قمت به، قمت به من أجل الإنسانية، من أجل عالم لا يتعرض فيه الفقراء للذل بسبب عنف الأغنياء، عالم تكون فيه منتجات الفكر والعلم والفن في خدمة المجتمع من أجل تحسين و إصلاح الحياة. |
Tarım ürünlerinin teslimine dair belgeler yanınızda olmalıdır. | Open Subtitles | ... يجب ان تحضروا كل الوثائق . التي تثبت ايصال منتجات المزارع |
Banyoda Maria Badescu ürünlerinin olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | أليس لديهم منتجات " ماريو بوداسكو " في الحمامات ؟ |
Her şey yolunda giderse bebek ürünlerinin yeni kral ve kraliçesi olabiliriz. | Open Subtitles | لو مضت الأمور على خير... يمكن أن نصبح ملك وملكة منتجات الأطفال المبتكرة |
Müdürlük görevinin avantalarından biri de bütün deniz ürünlerinin yarı fiyata olması. | Open Subtitles | : احد مميزت منصب المدير نصف سعر كل المأكولات البحرية |
Bazı deniz ürünlerinin fiyatlarına bakacağım ve birkaç menü hazırlayacağım, ve sen de bayılacaksın. | Open Subtitles | سأتحقق من أسعار بعض المأكولات البحرية وبعدها سأقوم بوضع قائمة الطعام وستعجبين به |
Şeker Birliği, ürünlerinin saygınlığına zarar gelmemesi için bir kampanya başlattı. | Open Subtitles | إتحاد السكر أنشأ حملة للتأكد من ان منتجهم غير مضر |
Bir müşteriye, ürünlerinin pahalı olduğunu söylemek korkunç bir kumar. | Open Subtitles | إنها مخاطرة كبيرة أن نخبر العميل بأن منتجهم غالي... |
Bankacılık ürünlerinin çekici olmadığını söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد قلت مسبقاً بان المنتجات البنكية ليست جذّابة |
Ve tüketim ürünleri konusunda ve hayatımızı dolduran bir çeşit bağışık hâle geldiğimiz tüketim ürünlerinin doğal çevreye nasıl etkisi olduğu konusunda tamamen büyülenmiş durumdayım. | TED | انني مبهورة للغاية من السلع الاستهلاكية و كيف ان السلع الاستهلاكية التي نملكها اصبحت محصنة ضد التي تملأ حياتنا توثر في البيئة الطبيعية |
"...insan emeği ürünlerinin yıkımıdır. | Open Subtitles | "هو تدمير الصناعه تدمير الجهد الإنساني |
En yenilikçi ya da yaratıcı endüstri olarak bilinmese de ürünlerinin geri dönüşümü konusunda fazlasıyla iyiler. | TED | لا تُعرف دائمًا كأكثر الصناعات ابتكارية أو إبداعية، ولكن اتضح، بأنها متفوقة جدًا، جدًا في إعادة تدوير منتجاتها. |
Üreticiler buna, ürünlerinin nasıl kullanıldığıyla ilgili doğrudan bir sorumlulukları olmadığı cevabını verdiler. | TED | ردّاً على ذلك، احتجّ المصنّعون بأنهم لا يتحملون المسؤولية المباشرة بخصوص كيف يتمّ استخدام منتجاتهم. |
Sanırım şu güzellik ürünlerinin kimyasalları senin beynine işliyor Moon. | Open Subtitles | ...أعتقد أن الأعشاب التى تستخدمها فى مركز التجميل أثرت على عقلك |