Müzik videolarımı yaparken üretimle ilgili çok şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت الكثير عن الإنتاج خلال صنعي لفيديواتي الموسيقية. |
Yani seri üretimle imalat maliyetini tablet başına beş dolardan aza indirebiliriz. | Open Subtitles | مما يعني أنه يمكننا إنتاج هذا بكميات كبيرة، بحيث يكون سعر الإنتاج أقل من 5 دولارات للحبة. |
üretimle ilgili bir problem var, ve bu benim sorumluluğumda. | Open Subtitles | لكن الإنتاج وأنا مدير. |
Son devrimden bu yana üretimle ilgili olarak hiçbir şey yapmamış değiliz. | TED | الأمر ليس كأننا لم نفعل شيء في التصنيع خلال الفترة الماضية |
Teknikler ilerledi -- sadece oyma değil ama bunun yanında stereolitografi ve lazer -- her türden reçinelerin katılaştırılması, pudra formunda veya likit formda olsun… Ve fıçılar büyüdü, öyle ki şu anda gerçek boyutlarda sandalyeler yapabiliyoruz hızlı üretimle. | TED | التقنية أصبحت أفضل ليس فقط النحت لكن أيضا المجسمات و الليزر ترسخ كل أنواع الراتنجات "ريزن" سواء كانت مسحوق أو سائل. و المساحة أصبحت أكبر لدرجة أنه بإمكاننا أن ننحت كرسي حقيقي صنع بواسطة التصنيع السريع |