Otopsi raporuna göre Üvey babanın sisteminde o ilaçtan varmış. | Open Subtitles | أذا, يبين تقرير تشريح زوج أمك أنها كانت في جسمه |
Elimizde Üvey babanın 1967'deki askeri kayıtları var. | Open Subtitles | لدينا سجلات زوج أمك في العسكرية من عام 1967 |
Üvey babanın öldüğü gece anahtarının yedeğini çıkarıp evine zorla girdiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اقتحمتي شقتها في الليلة التي مات زوج أمك بها, هل تمتلكين نسخة أضافية عن المفتاح |
Tek söyleyebileceğim, Üvey babanın yolu açtığı. | Open Subtitles | كل ما أستطيع قوله هو أن زوج والدتك قاد الطريق |
O yüzden Üvey babanın, sana ne kadar boktan davrandığını görünce ben... | Open Subtitles | لذا عندما أرى كيف يعاملك زوج والدتك النذل أكون... |
Üvey babanın saatini arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن ساعة كانت لدى زوج امك |
Sana garanti veriyorum, Üvey babanın planı asla işe yaramayacak. | Open Subtitles | دعيني أؤكد لك، لن تنجح خطّة زوج أمّك. |
- Üvey babanın bu isteği senin iyiliğin için. | Open Subtitles | تحدي زوج أمّكَ على الثروة من أجل مصلحتك |
Üvey babanın öldüğü gün aynı ilacı teslim almışsın. | Open Subtitles | في نفس اليوم الذي توفي فيه زوج أمك, أنتي وقعتي على نفس الدواء |
Üvey babanın geçmişine dair bilgiler var. - Doğru dürüst bir bilgi yok. | Open Subtitles | معلومات أساسية عن زوج أمك لا تخبرني شيئاً |
Üvey babanın biber gazını ödünç aldığımızda eğlenceli gözüken birkaç şey gördüm. | Open Subtitles | عندما استعرنا غاز زوج أمك المسيل للدموع رأيت تلك الأشياء الأخرى التي بدت مسلية. |
Ben... bunu... Üvey babanın garajında buldum. | Open Subtitles | ... لقد وجدته ... لقد وجدته في مرآب زوج أمك |
Üvey babanın ölümünden, Sara'yı suçlu göstermek istedin. | Open Subtitles | حاولت لصق تهمة قتل زوج أمك بزوجة أبيك |
Çitler hâlâ kırıkken köpeği yine serbest bırakıyorsun sonra da Üvey babanın onu zamanında bulmamasından mı dert yanıyorsun? | Open Subtitles | -لقد تركتِ الكلب يخرج مجدداً والسياج لازال محطماً وسوف تتذمرين لأن زوج أمك لم يجده -في وقتِ قصير؟ |
Üvey babanın sana yaptıklarından haberimiz var. | Open Subtitles | نعلم بما فعله زوج أمك بكِ |
Üvey babanın peşinde olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أن زوج أمك لا يلاحقك |
Rodger,Üvey babanın eve eski veya antikamsı bir şey getirip getirmediğini biliyor musun? | Open Subtitles | {\pos(192,215)} إذاً يا (روجر)، هل تعرف إن أحضر زوج والدتك شيئاً قديماً أو أثرياً مؤخراً؟ |
Üvey babanın anneni dövdüğünü söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأن زوج والدتك ضربها؟ |
Üvey babanın bir silahı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن زوج والدتك لديه سلاح |
Üvey babanın hayvan gibi bir çükü var! | Open Subtitles | زوج امك لديه عضو كبير |