Bence çoğu insan ölmek istemiyor, ama ölüm sürecinin ilerlemesi üzerinde kontrol sahibi olmak istiyor. | TED | أعتقد معظم الناس لايريدون أن يموتوا، لكن أعتقد أن معظم الأشخاص يريدون بعض السيطرة على كيفية حدوث عملية الموت. |
Teknoloji ölüm üzerinde kontrol sağlama efsanesini gerçeğe dönüştürmeyi planlıyor. | TED | تصور التكنولوجيا لنا أسطورة السيطرة على وفياتنا |
Öldüğü zaman bana, oğlu üzerinde kontrol yetkisi bırakabilir. | Open Subtitles | ربما .. بعد موته سيعطيني هذا بعض السيطرة على إبنه. هذا سيكون أمراً طيباً. |
Sağlık sistemi çöktü. Şu anda da genetik hastalıklar üzerinde kontrol sahibi olmak için baskı yapıyor. | Open Subtitles | وهذهِ المرة يدفع لأجل التحكم الكامل للأمراض الوراثية |
Şu anda da genetik hastalıklar üzerinde kontrol sahibi olmak için baskı yapıyor. | Open Subtitles | وهذهِ المرة يدفع لأجل التحكم الكامل للأمراض الوراثية |
Eğer üzerinde kontrolün olmayan şeylere saplanır, onlarla ilgilenir ve onlar için endişe duyarsan, bu durum, üzerinde kontrol sahibi olduğun şeyleri olumsuz etkileyecektir. | TED | اذا أصبحت منهمكاً ومعنياً ومهتماً في ما يتعلق بالأمور التي ليس لديك عليها سيطرة ، حينها ستؤثر سلبًا على الأشياء التي لديك سيطرة عليها. |
Güç, başarı, her şey üzerinde kontrol. | Open Subtitles | كالمعتاد، القوة، و النجاح و السيطرة على كل شيء |
Paranın güce eşdeğer olduğu bir ülkede, hızlı para, kısa süreliğine de olsa onun gibi genç insanlara hayatları üzerinde kontrol hissi veriyor ama o, bunu daha çok istikrar istediği için yapmıştı. | TED | في بلدٍ حيث الأموال تعادلُ القوة والنفوذ، الحصول على المال سريعًا، أقله لفترة قصيرة، يعطي النساء والرجال مثله شعورًا من السيطرة على حياتهم، وقال أنه قام بذلك في الأساس لأنه أراد الاستقرار. |
Coğrafyanın büyük bir parçasının üzerinde kontrol var... bir etnik köken sınıfıyla... | Open Subtitles | السيطرة على جزء كبير من الجغرافيا... مع فئة من التوتر العرقي... |
yapabiliriz Maddenin üzerinde kontrol söyledi Gates, aptal olduğunu | Open Subtitles | انظر، لاتقلق، حسناً؟ بإمكاننا السيطرة على الأمر، إن (غيتس) غبي |
Belki üzerinde kontrol edemediği bir zaman baskısı vardır. | Open Subtitles | ربما هو يعانى من ضغط فى الوقت ليس لديه سيطرة عليه |
Bir şekilde durumlarını bir tehdit olarak değil bir zorluk olarak görüyorlardı, bu da bizim çok önemli bir noktayı anlamamızı sağladı: Hücrelerimize kadar, yaşlanma üzerinde kontrol sahibiyiz. | TED | كن قادرات على مواجهة ظروفهن، لا يعتبرنه كتهديد ، وإنما بمثابة تحد، هذا يقودنا إلى فكرة مهمة جدا بالنسبة لنا جميعا أن لدينا سيطرة على طريقة تقدمنا في العمر إلى غاية خلايانا. |