Yarbay, umut ediyorum ki birbirimizin güvenini kazandıktan sonra, Yüce Halka'nın teknolojisi üzerine ışık tutarsınız. | Open Subtitles | كولونيل , أتمنى أن هذه تعني الثقة المتبادلة بيننا عليك إلقاء بعض الضوء على التكنولوجيا لطاقة الحلقة العظيمة |
Sebastiao marjinallerin yaşamları üzerine ışık tutmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | حاول سيباستيانو تسليط الضوء على المهمشين |
Neyse ki bu, Yıldız Savaşları evreninde veya herhangi bir evrendeki AED kullanımı ile ilgili bazı karanlık noktalar üzerine ışık tutmamıza yardımcı oldu. | TED | أملين، أن ذلك قد ساعد في التوضيح وتسليط الضوء على بعض القضايا المعتمة باستخدام الـ AED في عالم حرب النجوم، أو أي مكان آخر |
üzerine ışık düşmesine engel olamayacaktır. | Open Subtitles | لا يسعه إلا إلقاء الضوء على نفسه |
Hayır, basını oraya götürüp yaşam şartları üzerine ışık tutacağım. | Open Subtitles | كلا، سأتكلم مع الصحافة... وألقي الضوء.. على ظروف المعيشة. |
Benji! La Taupe'un üzerine ışık tut! | Open Subtitles | (بنجي) سلط الضوء على (لاتوب) |