Bay Mandelbaum, sakatlandığınız için ne kadar üzgün olduğumu söylemeye geldim. | Open Subtitles | سيد ماندلبام، أردت القدوم لأخبرك بأسفي أنك أذيت نفسك. |
Bay Mandelbaum, sakatlandığınız için ne kadar üzgün olduğumu söylemeye geldim. | Open Subtitles | سيد ماندلبام، أردت القدوم لأخبرك بأسفي أنك أذيت نفسك. |
Dinle, çok üzgünüm. Ne kadar üzgün olduğumu söylemeye nereden başlayacağımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أجل، اسمع، أنا أسفة، لا أعرف حتى من أين أبدأ لأعبر لك عن أسفي |
Lilly, buraya sana ne kadar üzgün olduğumu söylemeye geldim! | Open Subtitles | ليلي لقد جئت هنا لأعرب لك عن أسفي |
Lilly, buraya sana ne kadar üzgün olduğumu söylemeye geldim! | Open Subtitles | ليلي لقد جئت هنا لأعرب لك عن أسفي |
Buraya sadece tüm bunlardan dolayı çok üzgün olduğumu söylemeye geldim ama eğer sen ve abby partiye gelmezseniz- | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن آتي إلى هنا وأقول أنني آسف بشأن كل هذا ولكن إذا لم تأتِ أنت وآبي إلى الحفلة |
Neyse, sanırım üzgün olduğumu söylemeye çalışacağım. | Open Subtitles | على أي حال، أظن أنني أحاول أن أقول أنني آسف |
üzgün olduğumu söylemeye gelecektim. | Open Subtitles | .. لا , لقد كنتُ قادمة لأبدي أسفي , لـ |
Tekrardan, Antonio, olanlar hakkında ne kadar... üzgün olduğumu söylemeye başlayamadım bile. | Open Subtitles | أكرر يا (أنطونيو)، لا أستطيع التعبير... عن مدى أسفي... حيال كل شيء |
Ve aramızda olan şeyler için üzgün olduğumu söylemeye. | Open Subtitles | ولأقول أنني آسف على المشاكل التي بيننا حاليًا |
üzgün olduğumu söylemeye çalıştım ama... | Open Subtitles | لقد حاولت أن اقول لها أنني آسف لكن لم |