Kitap okumamı ve onunla beraber nehrin kıyısında ay ışığı altında yürümemi istiyordu. | Open Subtitles | إنها تريدني أن أقرأ الكتب وأتمشى معها تحت ضوء القمر على حدّ النهر |
Florasan ışığı altında çırılçıplak bedenleri karşına sererler. | Open Subtitles | أنهم يلقون الناس على طاولة تحت ضوء فلورسنت. |
Alaska'nın meraları denizleri de uzayan güneş ışığı altında verimli hale gelir. | Open Subtitles | مثل مروجه، بحار ألاسكا مليئة بالخصوبة تحت ضوء شمس |
Aman Tanrım, burada morg ışığı altında bile iyi görünüyor. | Open Subtitles | يا إلهي, انه يبدو جيد حتى هُنا في ضوء المشرحة. |
kolorofil ve kloroplastlar sadece güneş ışığı altında oksijen üretirler, ve ıspanakların geçtiği barsaklarınızın içi oldukça karanlıktır. | TED | أن الكلوروفيل والبلاستيدات الخضراء لا تنتج الأكسجين إلا في ضوء الشمس، والأمعاء تكون مظلمة جداً بعد أن تأكل السبانخ. |
Mobile Koyu'nda ay ışığı altında olmak için. | Open Subtitles | و قبطان لرحلة على ضوء القمر في خليج موبايل |
Floresan ışığı altında nasıl bu kadar güzel görünebiliyorsun. | Open Subtitles | كيف تبدين بهذا الشكل الجيد تحت أضواء مصابيح الفلورسنت؟ |
Ay ışığı altında yürümeyi ever, el ele tutuşmaya önem verir ve boş zamanında cadıları öldürmekten zevk alır. | Open Subtitles | فهو يحب المشي تحت ضوء القمر والإمساك بأيدي صديقته و يستمتع بوقت فراغه بقتل الساحرات |
Evet, birbirimizi seviyoruz ve hilal ışığı altında seks alemlerimiz var. | Open Subtitles | نعم، نحن جميعاً نحب بعضنا البعض ونشترك بحفلات العربدة تحت ضوء القمر الجديد |
Tamam, plajda yürümeyi, ay ışığı altında öpüşmeyi ve moda dünyasını seviyorum. | Open Subtitles | حسنا أنا احب أن امشي على الشاطئ و أقبل شخصا تحت ضوء القمر |
Sizi limandan alıyor, sonra ay ışığı altında süzülüyorsunuz. | Open Subtitles | يأخذك في رحلة حول الميناء يرقص تحت ضوء القمر |
Dolunay ışığı altında Ortabatılı bir ev hanımı canavarlığa doğru korkunç bir dönüşüme uğramıştı. | Open Subtitles | تحت ضوء قمر مكتمل مرت ربة منزل من الغرب الأوسط بتحول مثير للذعر والمتحوشة أصبحت الفريسة |
"Daha o ne olduğunu anlamadan kendini anne fareyle birlikte ay ışığı altında Vals yaparken buldu." | Open Subtitles | " و قبل أن يفكر بالأمر " وجد نفسه يرقص مع " " السيدة الفأرة " تحت ضوء القمر الرقيق " |
Barsoom'un aşıkları için ay ışığı altında toplandık. | Open Subtitles | نجتمع تحت ضوء قمر بارسوم كأول عشيقين |
Annenin güneş ışığı altında durduğunu söylemiştin galiba. | Open Subtitles | اعتقدت أن والدتك كانت .جالسة في ضوء الشمس |
Raporun ışığı altında ve anlatılan hikâye karşısında resmi raporum tamamlanmadı. | Open Subtitles | في ضوء تقريرك وقصتك يعتبر هذا التقرير الرسمي ناقص |
Dolaysız güneş ışığı altında suyun sıcaklığı artmaya başlıyor. | Open Subtitles | في ضوء الشمس المباشر ، درجة حرارة المياه تبدأ في الارتفاع |
- Güneş ışığı altında hayat nasıl? | Open Subtitles | كيف تجدين الحياة في ضوء الشمس ؟ حسناً .. |
Yok edilemeyeceğini sanmaya başlamıştım ki bir gece bir sürü lambanın ışığı altında çalışırken kendi kendine öldü. | Open Subtitles | لقد إعتقدت أنه غير قابل للتدمير حتى مات أخيراً من تلقاء نفسه في ليلة واحدة بينما كُنت أعمل على ضوء لمبات عديدة |
Kızınızın açıklamasının ışığı altında düzeltilecek bir sürü ayrıntı çıktı. | Open Subtitles | هناك الكثير من التفاصيل تحتاج إلى تصحيح على ضوء تصريح إبنتك |
Ay ışığı altında. Bir boşluğun ortasında. | Open Subtitles | فى منتصف الا مكان . على ضوء القمر |
Barsoom'un aşıkları için ay ışığı altında toplandık. | Open Subtitles | نجتمع تحت أضواء أقمار (بارسوم) المختلطة من العشاق الأوائل، |