Buradan geçiyordum pencerenizdeki ışığı gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت عابرة بالجوار و رأيت النور من خلال النافذة |
Şimşek çaktı, gökyüzü ayrıldı, ışığı gördüm. | Open Subtitles | لقد أضاء البرق، والسماء إنكشفت، لقد رأيت النور |
Pencereden ışığı gördüm. Apartmana doğru koştum. | Open Subtitles | رأيت النور من النافذة ركضت مسرعاً الى الشقة |
Hayır, ama beni kör eden ışığı gördüm ve sesini duydum. | Open Subtitles | أعنى بعينيك؟ لا 0 لكننى رأيت الضوء الذى أعمانى وسمعت الصوت |
Geçerken ışığı gördüm. Sen olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | كنت أمر بالسيارة، رأيت الضوء توقعت أنك هنا |
Sevgili M, ışığı gördüm. Göklere bakmalıyız. | Open Subtitles | عزيزي،"إم"لقد رأيتُ الضوء يجب أن ننظر إلى السماء |
bak... son hapse girişimde, ışığı gördüm dostum. | Open Subtitles | أترى، آخر مرة كنت في السجن، رأيت النور يا رجل. |
Fakat o ahlaksızlıkla yoğrulmuş puslu havanın içinde bir yerde ışığı gördüm. | Open Subtitles | ولكن في مكان ما عبر ضباب الفسق ذلك رأيت النور |
Hala benim Doktor ama artık ışığı gördüm. | Open Subtitles | ما زلتُ أنا نفسي دكتور لكنني رأيت النور |
Size söylüyorum, ben ışığı gördüm! | Open Subtitles | أقول لكم إني رأيت النور |
Şam yolundaki Saul gibi, ışığı gördüm ve bana bir şans verildi. | Open Subtitles | مثل (شاول) على الطريق إلى دمشق, لقد رأيت النور ومُنحت خياراً |
Şükürler olsun ışığı gördüm | Open Subtitles | " أحمد الله أني رأيت النور " |
Zemine beton atmayı daha yeni bitirmiştim, ve kamyonuma gidiyordum ki birden ışığı gördüm, ve neredeyse kör oluyordum, sonra şöyle dedim, "Vaay! | Open Subtitles | إنتهيت لتوي من صب الأرضية الإسمنتية الجديدة وكنت متوجها لشاحتني عندما رأيت الضوء و الذي أعماني للحظة |
Sonunda... ışığı gördüm... | Open Subtitles | كان لدي بعض الأعمال أخيراً ... أخيراً رأيت الضوء |
Bahçedeki ışığı gördüm, dedim ki belki de yarı çıplak manyak bir cadıyla değilsindir. | Open Subtitles | ... رأيت الضوء من الفناء وخمّنت أنّك لم تكُن واقفًا مع ساحرة مختلّة نصف عارية، يبدو أنّي قامرت وخسرت |
# Penceresinin önünden geçtiğim gecede ışığı gördüm | Open Subtitles | *لقد رأيت الضوء عند الليل* *عندما مررت بالنافذة* |
Ama Hank Williams'ın dediği gibi, ışığı gördüm. | Open Subtitles | و لكن بكلمات (ويليامز هانك) الخالدة, أقول بإني قد رأيت الضوء |
Ve camdan o ışığı gördüm. | Open Subtitles | و رأيت الضوء عبر النافذة |
Karanlıktayken, bir anda ışığı gördüm. | Open Subtitles | في الظلام, رأيتُ الضوء فجأةً |
Taşıdılar ve tekrar ışığı gördüm. | Open Subtitles | تم الاعتناء بي ومن ثم رأيت ضوء الشمس مجدداً |
Peri ışığı gördüm. | Open Subtitles | -سوف نذهب الآن ! -لقد رأيت ضوءاً ! |
Işığı gördüm. | Open Subtitles | رأيتُ النور |