Sana şöhret ve zenginlik getirecek ürün. | Open Subtitles | انه المنتج الذي سيجلب لكم الشهرة والثروة |
* Şan, şöhret ve ne var ne yoksa sahip oldum sayenizde * | Open Subtitles | * لقد أحضرت لي الشهرة والثروة * * وكل شيء يرافق ذلك * |
Tıpkı bu yeni araştırmadaki Y nesli gibi, deneklerimizin birçoğu genç yetişkinler olarak yola çıktıklarında şöhret ve zenginliğin ve yüksek başarının, iyi bir hayata sahip olmak için kovalamaları gereken şeyler olduğuna gerçekten inanıyordu. | TED | تماما مثل جيل الألفية في تلك الدراسة الحديثة، كثير من رجالنا عندما كانوا شبابا اعتقدوا حقا أن الشهرة والثروة والإنجاز العالي هي ما يحتاجونه للحصول على حياة جيدة. |
Servet, ün, şöhret ve itibar. | Open Subtitles | ثروة وشهرة ومجد وسمو |
Servet, ün, şöhret ve itibar. | Open Subtitles | ثروة وشهرة ومجد وسمو |
Kişisel istismar, şöhret ve alenen tanınmanın getirdiği yanlış değerlerden tiksinirdi. | Open Subtitles | لقد كان يمقت القيم الزائفة التى تأتى من معرفة الجمهور له من الشهرة ،من إستغلال الشخصية |
"Çıngıraklı yılan." Bana şöhret ve para kazandırıyor. | Open Subtitles | والجرسية. الفائز من الشهرة والثروة. |
" Vanity'nin Altın Gelini. 50. yıldönümünde, Vanity'ye kapak olacak kızı, şöhret ve servet bekliyor. | Open Subtitles | فانيتي لزفاف الفتيات الذهبية ... الشهرة والثروة تنتظر الفتاة |
Ve daha sonra da tüm o şöhret ve paraya kavuşacak olması | Open Subtitles | والآن سيحصل على كل الشهرة والثروة |
şöhret ve muhteşem geleceği seçeceğim. | Open Subtitles | سأختار الشهرة والثروة |
şöhret ve servet şehri! | Open Subtitles | مدينة الشهرة والثروة! |