Bir tarafım şöyle diyordu: "Tamam, ne zaman Nijerya'daki banka hesabına 10.000 dolar yatırmamı isteyecek?" | TED | جزء مني كان يقول ، حسناً متى سيطلب مني أن أحوّل 10000 دولار إلى حسابه بنكه النيجيري ، أليس كذلك ؟ |
şöyle diyordu; Kepler’in aşırı hassasiyeti sayesinde yıldızların etrafındaki dev uzaylı yapılarını gerçekten algılayabilirdi, ancak yapmadı. | TED | وكان يقول أنه و مع الدقة المتناهية لمسبار كبلر، بإمكانه رصد أجسام فضائية عملاقة و حول النجوم، لكن لم يفعل ذلك. |
Hava bana zarar vermedi! Sadece tombul yanaklarıma dokundu! Gökyüzü şöyle diyordu, vay, hiç kımıldamadın! | Open Subtitles | الهوا كان يقول, وااو, انت لدي لاتتحرك والارض كانت تقول, يااالذكائك انت لم تلمسني |
yedi şekilde şansı yakalamak gibi bir başlık vardı. Ve şöyle diyordu eğer talihiniz açılsın istiyorsanız, işte, olumlu insanlarla beraber olmalısınız. | TED | كان, يعرض سبعة طرق لأن تكون محظوظًأ, والتي تقول إذا اردت ان تصبح محظوظًا تعرفون, انته عليكم ان تحيطوا أنفسكم بالأشخاص الإيجابين |
- Don Jackson'u dert etme. Annesi şöyle diyordu. "Benim asıl oğlum öldü." | Open Subtitles | إننى أتذكر أمه حين كانت تقول إن إبنى الحقيقى قد مات |
Ve o piliçler şöyle diyordu: "Bize gel. lşığa gel." | Open Subtitles | وهذه الأصوات كانت تقول تعال الينا تعال نحو الضوء |
Motorola'nın yeni Rugged telefonu hakkında ve evet gerçekten şöyle diyordu: "Doğa ananın suratına yapıştırın tokadı." | TED | انه اعلان عن هاتف موتورولا الجديد وهو فعلاً يقول " لنصفع الطبيعة الام في وجهها " |
Gemisinin güvertesinde durmuş, birinci adamıyla konuşuyor ve şöyle diyordu: "Yarın, şu ilerideki kayaları geçeceğiz, ve o kayalarda Siren denilen güzel kadınlar otururmuş. | TED | وكان يقف على سطح سفينته يقول لمساعده الاول بما مفاده غداً سوف نبحر عبر تلك الصخور .. وعلى تلك الصخور تجلس فتيات حسناوات تدعين فتيات سيرنز |
Bir karar yığını vardı ve kısık bir ses şöyle diyordu: "Seni görmezden geleceğim." | TED | كان هناك تجميع للحلول وصوت خافت يقول "سوف اتجاوزك" |
İnme geçiriyorum!" Ve hemen ardından beynim şöyle diyordu: "Vaaay! Bu harika bir şey!" | TED | إن لدي سكتة دماغية!" والشيء التالي كان مخي يقول لي، "واو! هذا لطيف جدا". |
Ve minik bir şerit yazı şöyle diyordu; Bu resmin tamamını görmek istiyorsanız -- bütün bu süreç nasıldı görmek -- web sitesi'ni ziyaret edin. | TED | والخط الناعم الرفيع للنسخة يقول, اذا أردت أ ترى المشهد كاملا -- أي كيف كان هذا الركوب-- اذهب الى الموقع الالكتروني. |
MINI Cooper otomobili hakkında. şöyle diyordu, "Biliyorsunuz ki, bu birçok hatası olan bir araba. | TED | حول سيارة ميني كوبر يقول : "أنت تعرف ، هذه السيارة لديها الكثير من العيوب.. |
Ve işte orada mesajlardan biri şöyle diyordu, "Görünen o ki bir sorunumuz var. YouTube gasp ediliyor. | TED | وهذه أحدى الرسائل الذي يقول فيها أحدهم، "يبدو أن لدينا واحدة مباشرة . لقد اختطفنا اليوتيوب! |
Fal şöyle diyordu: "Bugün yeni bir projeye başlamayın... | Open Subtitles | كان يقول : " لا تبدأ آي مشروع جديداليوم" |
Ve sonra ağabeyim şöyle diyordu: "Normalde kız kardeşimle oynuyorum... | Open Subtitles | ثم يقول: " في العادة ... أقدم عروضي مع أختي |
Bana acıyarak bakmıştı. Sanki şöyle diyordu, "Benim hayatım harika ve seninse... | Open Subtitles | نظرتْ إليّ بشفقة، و كأنّها تقول حياتي غايةٌ في الروعة، و أنتَ لا شيءَ لديك. |
Dalai Lama'dan mektup geldi, şöyle diyordu: "Bu büyüleyici bir şey. Gelip benimle görüşün. | TED | تلقينا رسالة من الدالاي لاما تقول "انه لأمر عظيم , تعالو لنتقابل |
Mektup kısaca şöyle diyordu, "Bu günü izleyip | TED | وكانت تقول بشكل رئيسي " سوف نشهد هذا اليوم." |
Kimse yapıldığına inanmadı. Herkes şöyle diyordu: "Oh, NASA ne düşünüyor? | TED | ولم يؤمن احدهم ان ذلك ممكناً .. وكان الجميع يتسائل " ماذا تقول شركة " ناسا " عن ذلك ؟ " |
Apartmanın önünden paldır küldür geçen nakliye kamyonlarının sesini bastırmak için yatakla birlikte aldığımız uyku aletimiz bana dün gece şöyle diyordu: | Open Subtitles | ليلة البارحة, آلتنا الخاصّة بالنوم, التي بجوار سريرنا التي وضعناها لتغطّي على ضجيج الشاحنات الي بجوار شقتنا. كانت تتحدث إلي, وقد كانت تقول: |