Şükran Gününe yaklaşıyoruz. Buradakilerin neye şükran duyduğunu biliyorum: | Open Subtitles | حسناً، إقترب عيد الشكر وأنا أعرف هؤلاء الحشد يشكرون لماذا |
Sen ve erkek arkadaşın Şükran Gününe geldiğiniz için çok mutluyum. | Open Subtitles | انا سعيدة انك وصديقك ستقضون عيد الشكر معنا |
Belki de gelecek yılki Şükran Gününe onu da davet etmeliyiz. | Open Subtitles | ربما ندعوه بليلة عيد الشكر بالعام القادم. |
Şükran Gününe gidemem artık. Tüm ailem "Hastalıklıyım" sanıyor. | Open Subtitles | جهزي مكان آخر لعيد الشكر فأهلي يظنون اني مصاب بمرض جنسي |
Muhtemelen bir sonraki Şükran Gününe kadar köpek kulübesinde kalacağım ama bilmen gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | ربما ساكون في البيت لعيد الشكر التالي ولكن اعتقد انك يجب ان تعلم |
Şükran Gününe davet etmek için evine uğramasaydım, haberim olmayacaktı. | Open Subtitles | لقد علمت فقط بسبب أنني مررت على المنزل لأدعوك لـ عيد الشكر |
Lütfen baba. Şükran Gününe gel, lütfen, lütfen. | Open Subtitles | رجاءاً يا أبي، رجاءاً، رجاءاً، رجاءاً تعال إلى عيد الشكر |
Abby, Gibbs Şükran Gününe gelecek diye çok heyecanlı. | Open Subtitles | آبى كانت متحمسه للغايه أن جيبز قام بتأجيل عيد الشكر لليله |
Bu yıl Şükran Gününe gelir mi, merak ediyorum. | Open Subtitles | أتسائل أن كانت ستحضر عيد الشكر هذه السنة |
Şey, biliyorsun, onu ilk Şükran Gününe davet etmiştin. | Open Subtitles | حسناً, اتعرف, في البداية دعوته لاحتفال عيد الشكر. |
Hala sana Şükran Gününe gitmediğin için duygu sömürüsü yapıyor mu? | Open Subtitles | لا تزال عاطفيا تبتزك لعدم قدومك الى عيد الشكر |
Şükran Gününe daha 4 ay var. | Open Subtitles | لن يحل عيد الشكر قبل أربعة أشهر |
Bluebell'de insanlar erkenden Şükran Gününe özel şeyler yapar bezelye yemeği, hindi haşlama gibi... | Open Subtitles | - أكثر التقاليدِ المحترمةِ في هذه البلدة - السكان الأوائل لبلوبيل كَانوا يقومون بعمل شيء عيد الشكر |
Hem yaşlı. Sonraki Şükran Gününe çıkamayacak gibi. | Open Subtitles | إنه كبير بالعمر ، ولا أظنه سيكون موجوداً في عيد الشكر في السنة القادمة . |
Şükran Gününe kadar bunu tüketmiş olurum. | Open Subtitles | سنظل نأكل فى هذا حتى عيد الشكر |
Bir keresinden vegan bir Şükran Gününe katılmıştım. | Open Subtitles | المرة الوحيد التي أكلت فيها "طعام نباتي كانت في "عيد الشكر |
Şükran Gününe pek uygun değil. | Open Subtitles | إنها ليست جيدة في عيد الشكر |
Doğru, doğru, ama Şükran Gününe gelen herkes zaten çıktığımızı biliyorlar ve onlar da bizi kovamazlar. | Open Subtitles | صحيح.. ولكن كل الذين سيأتون لعيد الشكر |
Babamı Şükran Gününe saklıyordum. | Open Subtitles | كنت أدخر أبي لعيد الشكر. |
Evi Şükran Gününe hazırlıyoruz. | Open Subtitles | أعدّ هذا المنزل لعيد الشكر |