Bak, bunu ben de istemiyorum ama başka şansımız yok. | Open Subtitles | اسمع أنا لا أريد فعل ذلك أيضا ليس لدينا خيار |
Ama şimdi bana güvenmeniz gerekiyor. Çünkü başka bir şansımız yok. | Open Subtitles | لكنّي أريدكم أن تثقوا بي الآن، لأنّه ليس لدينا خيار آخر. |
Hızla seyreden yalnız bir gemi. Aydınlıkta hiç şansımız yok. | Open Subtitles | سفينة منعزلة تسافر بسرعة كبيرة ليس لدينا فرصة فى ذلك |
Kimlik konusunda şansımız yok, kaydı bulunamadı. | Open Subtitles | لا حظ فى معرفة الهوية انها لا تملك سجل |
Kendine gel. Başka şansımız yok. Çok duygusalsın. | Open Subtitles | هون عليك لا خيار آخر أمامنا أنت عاطفي جداً هذه مشكلة البلاد |
Arama parametrelerini genişletsek bile, pek şansımız yok. | Open Subtitles | حسناً، حتى مع توسيعنا لنطاق عملية البحث فلم يحالفنا الحظ |
Başka şansımız yok. Hemen yola çıkıp, kabuğu getirmeliyim. Hayır. | Open Subtitles | ليس لدينا خيار أيها الخليفه , لابد أن أبحر فى الحال وأحضر قشره البيضه |
- Gitmeliyiz, başka şansımız yok. - Kaybolduk Fritz ve sende bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ـ ليس لدينا خيار آخر ـ نحن تائهون ، وأنتِ تعرفين ذلك |
Başka şansımız yok. Tedavi yolu bulana kadar onlar onu nemli tutabilirler. | Open Subtitles | ليس لدينا خيار, يمكن أن يبقوها رطبة حتي تأتي بالعلاج |
O zaman planlandığı gibi ilerlemekten... başka şansımız yok. | Open Subtitles | إذا ليس لدينا خيار إلا و نكمل خطتنا السابقة |
Sanırım başka şansımız yok ama zaten bunu hayatta kaçırmazdım. | Open Subtitles | أعتقد أنه ليست لدينا فرصة لكنني لن أضيعها على العالم |
Geronimo, hiç şansımız yok. Galip gelemeyiz. | Open Subtitles | جيرونيمو، ليس لدينا فرصة لا نستطيع الانتصار |
Kazanabiliriz çünkü başka şansımız yok ve henüz savaş başlamadı. | Open Subtitles | يمكننا ألأتصار لأن ليس لدينا فرصة ورغم ذلك نحارب |
Görgü tanıkları ile ilgili şansımız yok. | Open Subtitles | حسنا .. لحد الآن لا حظ مع .. آه |
Öyle görünüyor ki, birbirimize güvenmekten başka şansımız yok. | Open Subtitles | يبدو أنه لا خيار أمامنا سوى أن نثق ببعضنا البعض. |
Hiç şansımız yok. | Open Subtitles | لم يحالفنا الحظ |
Çünkü başka şansımız yok. Çünkü ülkemizin bize ihtiyacı var. Çünkü bizde ne var? | Open Subtitles | لأنّنا لا نملك خياراً ولأنّ بلدنا يحتاجنا ولأنّنا أصحاب ماذا؟ |
Finali şimdi oynama şansımız yok. | Open Subtitles | لا توجد فرصة للوصول إلى النهائيات الآن |
Başka şansımız yok. | Open Subtitles | ليس لدينا خيارٌ اخر |
şansımız yok. | Open Subtitles | ليست هناك فرصة. |
Okulumuzun şiddete karşı olan sıfır toleransından dolayı korkarım oğlunuzu ihraç etmekten başka şansımız yok. | Open Subtitles | نظراً إلى سياسة مدرستنا لعدم التسامح مطلقاً مع العنف، أخشى أننا لا نملك خيار سوى فصل ابنك |
Ona ihtiyacımız var Rod. Ona ihtiyacımız var. Evet, onsuz hiç şansımız yok, onu söyleyeyim. | Open Subtitles | نحن لا نملك فرصة بهذا أنا أقول لك |
İçeriyi aramalıyız. Başka şansımız yok. | Open Subtitles | علينا الدخول لنقوم بالبحث ، لا يوجد خيار آخر |
Karşımızda bir armada ve Hollandalı varken hiç şansımız yok. | Open Subtitles | هناك أسطول يقاتلنا ومعهم الهولندي الطائر لا يوجد فرصة |
Az önce dediğim gibi seçim şansımız yok. | Open Subtitles | لقد قلت للتو بأننا لا نملك خيارا هنا |
Kuruldan geçirecek kadar ayıktı, yani pek seçme şansımız yok. | Open Subtitles | لقد استطاعت ضبط نفسها بما فيه الكفاية حين طلبت من اللجنة عرض ذلك لذا ليس أمامنا خيار |