"şanslı değildi" - Traduction Turc en Arabe

    • يكن محظوظاً
        
    • تكن محظوظة
        
    • يكن محظوظا
        
    • يحالف الحظ
        
    • يحالفه الحظ
        
    • يكن محضوضاً
        
    • يكون محظوظاً
        
    Dört yıl yatıp çıktılar ama Perez o kadar şanslı değildi. Open Subtitles كلاهما قضيا 4 اعوام واطلق صراحهم. ولكن "بيريز" لم يكن محظوظاً.
    Ama onunla birlikte olan kişilerden biRi o kadar şanslı değildi. Open Subtitles لكن أحد الذين كانوا معه لمْ يكن محظوظاً.
    En nihayetinde çok da şanslı değildi, değil mi? Open Subtitles لم يكن محظوظاً للغاية مع هذا في النهاية, أليس كذلك؟
    O gece yanında olan 19 yaşındaki Amanda Bertrand o kadar şanslı değildi. Open Subtitles أماندا بيرتراند عمرها 19 عاما كانت صديقته لتلك الليلة لم تكن محظوظة مثله
    Ama yan odadaki kadın o kadar şanslı değildi. Open Subtitles لكن المرأة في الغرفة المجاورة لم تكن محظوظة جداً
    Ama küçük bir çocuk Noel'de o kadar şanslı değildi. Open Subtitles لكن احد الفتية المحظوظين لم يكن محظوظا جدا في الكريسماس
    Ben geri dönebildim. Çoğu o kadar şanslı değildi. Open Subtitles نجحت في العودة إلى وطني لم يحالف الحظ الكثيرين
    ...kalan bir kişi o kadar şanslı değildi. Open Subtitles أما العامل الآخر فلم يكن محظوظاً مثلهم
    Ağabeyim İvan, o kadar şanslı değildi. Savaşta öldü. Open Subtitles أما أخي (إيفان) فلم يكن محظوظاً للغاية، فكان من قتلى الحرب.
    Lucas o kadar şanslı değildi. Yani öyle bir bağırdı ki... Open Subtitles (لوكاس) لم يكن محظوظاً .أقصد,الطريقةالتي كانيصرخبها.
    Ama bankayı soyduğu düşünülen şüpheli o kadar şanslı değildi. Open Subtitles لم يكن محظوظاً جداً
    Hayır. Sonunda şanslı değildi. Open Subtitles لا لم يكن محظوظاً في النهاية
    Benim kadar şanslı değildi. Open Subtitles لم يكن محظوظاً مثلي
    Ama ofis binası o kadar şanslı değildi. Open Subtitles كان بإمكاني إنقاذ أحد أرقامنا لكن أخشى أن بناية مكتبه لم تكن محظوظة أبدًا
    Ama o şanslı değildi. Open Subtitles ولكنها لم تكن محظوظة
    Annesi o kadar şanslı değildi. Open Subtitles أما والدته لم تكن محظوظة
    Ajan Scott sizin kadar şanslı değildi. Open Subtitles العميل سكوت لم يكن محظوظا مثلك
    Çünkü sevdiğim adam bu kadar şanslı değildi. Open Subtitles لأن الرجل الذي احببت لم يكن محظوظا جدا
    Büyük amcam şanslı değildi. TED عمي الأكبر لم يكن محظوظا.
    Ben geri dönebildim. Çoğu o kadar şanslı değildi. Open Subtitles نجحت في العودة إلى وطني لم يحالف الحظ الكثيرين
    Belki şanslı değildi. Open Subtitles ربما لم يحالفه الحظ.
    Arkadaşım o kadar şanslı değildi. Open Subtitles صديقي لم يكن محضوضاً
    Ama Tunney olayında o kadar şanslı değildi. Open Subtitles ولكنه لن يكون محظوظاً عندما تصعب الامور كما حدث مع توني

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus