İsveçli daha yavaş olsaydı kuşlar şapkasına yuva yapacaktı. | Open Subtitles | إذا السويدي أبطأ قليلاً ، لعششت الطيور في قبعته |
Ben evde hapisken şapkasına kamera takıp evdeki gözüm kulağım olsun diye bu adamı tuttum. | Open Subtitles | استأجرت هذا الشخص ليرتدي كاميرا في قبعته حتى يكون عيني و أذني بينما أنا عالق في هذا المنزل |
"şapkasına bir tüy komuş, ve adına makarna demiş" | Open Subtitles | ووضع ريشة في قبعته, ليبدي تأنقه المخنث |
Papaz şapkasına işeyince. | Open Subtitles | عندما يتبول البابا فى قبعته يا أوتيس |
O kovboy şapkasına ne kadar bağlısın? | Open Subtitles | ما مدى تعقلك بقبعة رعاة البقر تلك؟ |
şapkasına bir delik açacağım. | Open Subtitles | اوه انا سوف احدث ثقبا في قبعته |
Bir kadın, erkeğin ceketinin içine girmek istemediği müddetçe o erkeğin şapkasına iltifat etmez. | Open Subtitles | المرأة لا تمتدح الرجل على قبعته |
- Adam şapkasına karides attı işte. | Open Subtitles | فقط قام بوضع الروبيان في قبعته |
Daha sonra bana Joseph Smith adlı bir adamın arka bahçesinde gömülü olan bu altın levhaları nasıl keşfettiğini anlattılar. Levhalarla beraber aynı zamanda bahçede sihirli bir taş da bulmuş, öyle ki bu taşı şapkasının içine koyup yüzünü şapkasına gömdüğünde modernize Hiyerogliflerle yazılı olan altın levhaları İngilizce olarak okuyabilir olmuş. | TED | وبعد ذلك أخبروني كيف أن هذا الرجل الذي يدعى جوزيف سميث عثر على الوحات الذهبية مدفونة في الفناء الخلفي لمنزله، ووجد أيضا حجرا سحريا عندما وضعه في قبعته ودفن بعد ذلك وجهه فيها ، هذا سمح له بترجمة لوحات الذهب من اللغة المصرية إلى الإنكليزية. |
Ceketine ve şapkasına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج سترته و قبعته |
Dr. Seuce'un şapkasına vurmak... ve Spin Doctors konserine iki bilet kapmaktır. | Open Subtitles | أنها مثل صفع الدكتور (سيو) على قبعته ثم الحصول على تذكرتين لحضور حفلة أطباء ثملين |
Belki de şapkasına bulaşmıştı. | Open Subtitles | ربما وقع الطلاء على قبعته |
- şapkasına bak. | Open Subtitles | - انظري إلى قبعته. |
Broderick'in şapkasına ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بقبعة (برودريك)؟ |