"şey kalmayacak" - Traduction Turc en Arabe

    • يتبقى شيء
        
    • لن يكون هناك
        
    • يبقى شيء
        
    • يبقى شيئاً
        
    • شيء سَيَتْركُ
        
    • شيء فلن
        
    Eğer yardım almazsak, ülkemize ait hiçbir şey kalmayacak. Open Subtitles إذا لم نحصل على مساعدة، فلن يتبقى شيء في بلادنا.
    Makineyi kapatabilirim ancak, bunu yaptığımda binadan geriye pek bir şey kalmayacak. Open Subtitles -يمكنني إطفاء الآلة ولكن حينما أفعل .. فلن يتبقى شيء من المبنى..
    Eğer gemin durmazsa Enkaralı hayatı diye bir şey kalmayacak. Open Subtitles لن يكون هناك حياة انكران جديدة إذا لم تتوقف سفينتك
    Geriye köpeklerin koklayabileceği hiçbir şey kalmayacak. Büyük toprak kümesi herşeyi silip süpürecek Open Subtitles لن يكون هناك شيئا تكتشفه الكلاب كل سطح التربة يكون قد تم غسله
    Aksi halde, Afrika'mızda savaş alanından başka bir şey kalmayacak. Open Subtitles والَا فلن يبقى شيء في أفريقيا غير ساحات القتال
    Senin ışığını öyle bir söndüreceğim ki geriye karanlıktan başka bir şey kalmayacak. Open Subtitles سوف أمتص ضوئك حتى لا يبقى شيئاً سوى الظلام
    Geriye hiçbir şey kalmayacak. Open Subtitles لا شيء سَيَتْركُ
    Ama, ola ki oldu, bu durumda yıldızımızın son ölüm acılarına tanıklık edecek kavrulmuş ve çorak bir avuç kayadan başka bir şey kalmayacak. Open Subtitles لكن، إن بقيَ منه شيء فلن يكون اكثر من صخور قاحلة محترقة لتشهد على آلام احتضار شمسنا
    Kichizo'dan geriye bir şey kalmayacak! Open Subtitles لن يتبقى شيء من "كيشي سان" على الإطلاق أنت لا تريدني.
    Onu şimdi durduramazsak, geriye bir şey kalmayacak. Open Subtitles إذا لم نوقفه الآن , فلن يتبقى شيء
    Almy paramızı alınca paylaşacak hiçbir şey kalmayacak. Open Subtitles بعدما يقوم (آلمي) بأخذ أموالنا لن يتبقى شيء لنقتسمه
    Yakında ondan geriye buruşuk bir kabuktan başka bir şey kalmayacak. Open Subtitles قريبا لن يكون هناك أي شيء يقم منه، ولكن قشر ذبلت.
    - İki haftaya hiçbir şey kalmayacak. - O kadar kötü olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles ـ لن يكون هناك شيء بعد أسبوعين ـ لم أتخيل أن الأمر سيكون بهذا السوء
    Donanmadaki senin gibi zehir saçan adamlar. Bir gün küçük bir disipline çekileceksin, Sonraki gün biraz daha, Ve sonunda senden geriye hiçbir şey kalmayacak! Open Subtitles انت ستؤدى الى الاخلال بالنظام يوما ما وستخل به اكثر فى اليوم التالى وقريبا لن يكون هناك نظام
    Eğer burada durup konuşursak, söyleyecek bir şey kalmayacak. Open Subtitles لو وقفنا هنا نتحدث ، لن يكون هناك شئ ليقال
    Bunu sürdürürsek, şehirde kurtaracak pek bir şey kalmayacak. Open Subtitles و اذا ما إستمر هذا الأمر ، لن يكون هناك ما تبقى من المدينة لإنقاذه
    Birkaç gün içinde tozdan başka bir şey kalmayacak. Open Subtitles في غضون أيام قليلة لن يبقى شيء سوى التراب
    Geride bir şey kalmayacak şekilde bir arabayı yakmak için ne kullanılır biliyordu. Open Subtitles بحيث لا يبقى شيئاً خلف ذلك.
    Eğer bir şeyler yemezsen, kusacak bir şey kalmayacak! Open Subtitles إذا لم تأكل شيء فلن يكون لديك ما تتقيئه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus