Felaketin yaklaştığını gördük fakat önlemek adına hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | رأينا الكارثة و هي آتية و لكننا لم نفعل شيئاً لمنعها |
Yanlış bir şey yapmadık ki. Neden ayrılalım? | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيئاً لماذا نتوقف عن اللقاء مع بعضنا |
Biz Boston Üniversitesi'ne kabul edildiğini duyduk ama bunu mümkün kılmak için hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | حسناً لقد سمعنا لكن لم نفعل شيء لتسهيل قبولك في الجامعة |
Bundan bahsettiğimizi biliyorum ama çok bir şey yapmadık. | Open Subtitles | أعرف أننا تحدثنا عن الأمر لكننا لم نفعل شيء |
O kendi yolunu seçti. Biz yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | لقد إختار طريقهُ الخاص .نحنُ لم نفعل شيئًا خاطئًا |
Hiçbir şey yapmadık. En güvenli ve en hızlı şekilde geldik. | Open Subtitles | لم نفعل شئ , لقد أتينا بمجرد أن أصبح الوضع آمنا |
Buraya neden geldiniz bilmiyorum ama biz bir şey yapmadık. | Open Subtitles | لا أعرف ما تفعلونه هنا، ولكننا لم نفعل أيّ شيء. |
Bir dakikadan uzun bir süredir buradayız... ve hala hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | , كنا هنا منذ دقيقة الآن و لم نفعل شيئاً |
Biri görmüş olsa bile, biz yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | نحن ندافع عن أنفسنا حتى لو شخصاً ما رآى شيئاً نحن لم نفعل شيئاً خاطئ |
Biz yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيئاً خاطئاً نحن لم نفعل شيئاً خاطئاً |
Biz yanlış bir şey yapmadık. | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيئاً خاطئاً نحن لم نفعل شيئاً خاطئاً |
Bu eskiden yaptığımız bir şeydi. Ya da hiç yapmadığımız bir şey. Çünkü hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | هذا ما كنّا نفعله أو لم نفعله حقاً، إذ حقيقة لم نفعل شيئاً بالمرّة. |
Biz bir şey yapmadık, Hoca'ya dua edin. | Open Subtitles | نحن لم نفعل شيء ادع لمولانا الشيخ |
Ben de öyle düşünüyorum. Yanlış bir şey yapmadık ve burası da senin yetik alanında değil. | Open Subtitles | ،نحن لم نفعل شيء خطاْ هنا "Jurdiction" وليست لديك |
Biz bir şey yapmadık. - Asla-- | Open Subtitles | يجب عليك أن تعرف بأننا لم نفعل شيء |
Ne duyduysak duyduk ama sonrasında hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | لقد سمعنا ما سمعنا وبعد ذلك لم نفعل شيئًا |
Yani, dün gece bir şey yapmadık. | Open Subtitles | أعني، لم نفعل شيئًا ليلة البارحة. |
Haklısın. Haklısın. Henüz senin istediğin bir şey yapmadık. | Open Subtitles | أنتِ مُحقة، أنتِ مُحقة يجب أن نفعل شئ ترغبين بفعله |
Asistanla aşk yaşamak ama uygunsuz olan hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | العلاقة المُحرمة مع المساعدة لكننا لم نقم بشيء بذيء أبداً |
Bir an kendimizi kaybettik, sonra sakinleşince pişman olmamak için hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | فَقدنَا عقولنا لمدّة ثانية، ثمّ رجعنا لعقولنا وتَوقّفنَا قبل ان نفعل شىء نندم عليه. |
Burada aslında özel bir şey yapmadık, sadece koleksiyonu besledik. | TED | ولم نقم بشيء خاص حقيقةً، فقط قمنا بتزويد الآلة بالمجموعات. |
Ama başka bir şey oldu çünkü onları durdurmak için hiçbir şey yapmadık. | Open Subtitles | لكن حدث شيء آخر لكوننا لم نحرّك ساكنًا لردعهم. |
Biz hiçbir şey yapmadık. İşimize gidip geliyoruz. | Open Subtitles | لما تتهم الإسرائيليين نحن نأتى إلى العمل لنباشر اعمالنا |