Bunu, kuralına göre oynamaktan başka hiçbir şey yapmayan insanlar için yapacağım. | Open Subtitles | سأقوم بذلك لأجل الناس البسطاء الذين لم يقوموا بشيء خارج القانون |
Ve buradakiler de hiç bir şey yapmayan korkaklar. | Open Subtitles | وجميع من هنا أجبن من أن يقوموا بشيء حيال الأمر... |
Paramı alıp hiçbir şey yapmayan tiplerden çıkmasınlar. | Open Subtitles | لا تأت لي ببعض الجبناء الملاعين الذين سيأخذون مالي ولا يفعلون شيء |
Alışveriş hakkında konuşmaktan başka şey yapmayan aptallar olduğumuzu düşünen insanlardan bıktım. | Open Subtitles | لا يفعلون شيء إلا الحديث عن عملهم دائماً. |
Çünkü duyduğuma göre... başkaları için bir şey yapmayan bencil bir dallamadan gelmiş. | Open Subtitles | لأنني سمعت أنه من شحص محب لنفسه لعين, الذي لا يفعل شيئ لأحد. |
Fakat aynı zamanda, Afrikalı-Amerikalılar genellikle kendilerini o gözetimden korumak için hiçbir şey yapmayan Android cihazları kullanıyorlar. | TED | ولكن الأمريكيين من أصل أفريقي من المحتمل وبشكل غير متناسب أن يستخدموا أجهزة أندرويد التي لا تفعل شيئًا على الإطلاق لحمايتهم من تلك المراقبة. |
Demek istediğim şu ki, hiçbir şey yapmayan insanlar ve bir şeyler yapan insanlar vardır. | Open Subtitles | انظروا, نقطتي هي ان هناك العديد من الناس الذين لا يفعلون اي شيء و هناك اناس يفعلون شيء ما |
Çünkü bu montun, kendini beğenmiş, bencil, başkası için karşılıksız hiçbir şey yapmayan birinden geldiğini biliyorum, neden? | Open Subtitles | لأنني سمعت أنه من شحص محب لنفسه لعين, الذي لا يفعل شيئ لأحد. |
Danışmanların başına geçtiğinden beri sana hayır demekten başka bir şey yapmayan babana davayı kabul ettirmek istiyorsun. | Open Subtitles | الذي لم يفعل شيئ الا قول ( لا ) لك منذ ان اصبح رئيس المستشارين , شكرا لله |
Sağ altta güneşle çalışan hiçbir şey yapmayan oyuncağı. | TED | اسفل اليمين هي لعبة شمسية لا تفعل شيئا . |
Her zamanki gibi hiçbir şey yapmayan Martha! | Open Subtitles | (مارثا) قديمة الطراز التي لا تفعل شيء |
Hiçbir şey yapmayan kadın. | Open Subtitles | لا تفعل شيئاً |