| Şeyh Ali İbrahim arkadaşım ve büyük emir, Muhammed el-Hayır, beklenen gerçek Mehdi olarak beni tanıdığını kabul etti. | Open Subtitles | الشيخ على ابراهيم قد استحث من قبل صديقى الامير العظيم محمد الخير ان يعترف بى كالمنتظر ، المهدى الحقيقى |
| Şeyh o an mutlaka öleceğini anlamıştı, merhamet dilemeye bile hakkı olmadan | Open Subtitles | الشيخ علم انه سوف يموت بالتأكيد دون حتى الحق فى طلب الرحمة |
| Şeyh, somon projesinin detaylarını görüşmek üzere sizinle Glen Tulloch'daki konutunda görüşmek istemektedir. | Open Subtitles | الشيخ طلب من شركتك عن املاكه في قلين تولتش لتناقش اكثر بمشروع السلمون. |
| Bunu git Şeyh'e söyle. Londra'da oğluyla buluşmanı istiyor. | Open Subtitles | قل هذا للشيخ إنه يريدك في لندن للقاء إبنه |
| Şeyh Al-Qadi'ye kızınla kendini takas etmek istediğini söylemişsin. | Open Subtitles | قلت للشيخ أنك تودين مبادلة نفسك من أجل ابنتك أجل |
| Sonra bir Şeyh geldi ve ona Allah için ölmesinin güzel olacağını söyledi. | Open Subtitles | وبعدها أتى إليه شيخ وقال الموت من أجل الله جميل |
| Neyse, Şeyh'in tonla parası var ve işin tamamlanmasını istiyor. | Open Subtitles | و بأي حال الشيخ كان ثرياً و أراد إنجاز مهمه |
| Baba Şeyh'in kamuoyu açıklaması, hem esaret altındaki hem de kaçtıktan sonraki birçok genç Yezidi kadının hayatını kurtardı. | TED | كلمة بابا الشيخ العلنية أنقذت حياة الكثير من الشابات اليزيديات، في الأَسْر وبعد هروبهن. |
| Gelen haberler bu saldırının... Şeyh Ahmet Bin Talal'ın işi olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | المؤشرات الأولية توحي أنها من عمل الشيخ أحمد بن طلال |
| Bana Şeyh Ahmet Bin Talal hakkında ne söyleyebilirsiniz? | Open Subtitles | إذا ما الذي تستطيع إخباري به عن الشيخ أحمد بن طلال |
| Şeyh te Hub'ı meşhur 1387 işkence zindanına gönderdi. | Open Subtitles | بينما أمر الشيخ بأخذ هب الى الزنزانة المشهورة ب1,387 وسيلة تعذيب |
| Bana kalırsa, bunun sebebi krallığında petrol bulununca Şeyh çok meşgul oldu. | Open Subtitles | شخصيا, أعتقد أنه بسبب أن الشيخ كان مشغولا للغاية عندما أكتشفوا بترول فى مملكته |
| Demir Şeyh kokain ve esrar bulundurmakla suçlanıyor. | Open Subtitles | تم اتهام الشيخ الحديدي بحيازة الكوكايين والماريجوانا |
| Demir Şeyh ile Demir Testeresi'nin düşman olarak bilinmeleri. | Open Subtitles | هو أن الشيخ و النشار ..معروفان أنهما أعداء |
| Babanın Şeyh'in holdingleri hakkında edindiği bilgiler değerli olabilir. | Open Subtitles | أيّة معلومات يمكن أن يزوّدنا بها والدك عن الشيخ وحصّته الماليّة, ستكون معلومات ثمينة |
| Şeyh'ten önce ne kadar derine indiğini öğrenmelisin. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعرفي مدى تورّطه قبل أن يعرف الشيخ بذلك |
| Şeyh Khalid'in misafiriyim. Oda hesabı olamaz. | Open Subtitles | أنا ضيفة للشيخ خالد لا يوجد سعر للغرفة |
| Şeyh'in biri Atlantic City'yi yeniden inşa etmek için bize milyonlarca dolar veriyor. | Open Subtitles | فالعمدة يقول "للشيخ"، عليك بأن تُعيرنا مليون دولارٍ* *لإعادة بناء مدينة "أتلانتيك" |
| Üç gün önce Ihab'a sunduğun paketin aynısını şimdi Şeyh'e sunuyorsun. | Open Subtitles | لقد قدمت للشيخ نفس الصفقة التي قدمتها لـ(إيهاب) منذ ثلاثة أيام |
| Prenses bir başka erkeğe sözlenmişti, komşu krallıktan güçlü bir Şeyh idi. | Open Subtitles | لقد كانت مخطوبة لرجل اخر شيخ مهم فى مملكة مجاورة |
| Ömer Şeyh geçenlerde yaşamadığını söylemiş olsa da ben ona inanmıyorum. | Open Subtitles | ومهما شيخ السّيدِ عمر مؤخراً قالَ بأنّ لَرُبَّمَا هو لَيسَ حيَّ، أنا لا أَعتقدُه. |