Ama eğer o boynuzlu balina senin için bu kadar önemliyse bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | لكن إذا كان حوت القطب الشمالي ذلك يعني الكثير لك يجب عليك أن تفعل شيئاً |
İçeri girmesine izin veremezsin. Bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تدعها تدخل، عليك أن تفعل شيئاً! |
Bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | عليك أن تفعل شيئاً. |
Faiza, bir şeyler yapman lazım, burada kalamam. | Open Subtitles | (فايزا)، عليك فعل شيء ما لا استطيع البقاء هنا |
Ama Bay Shue'nun dans figürleri konusunda bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | لكن عليك فعل شيء (تجاه رقصات السيد (شو |
Max, bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | (ماكس)، عليك أن تفعل شيئاً! |
Cabe, bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | -كايب)، عليك أن تفعل شيئاً) . |
Bir şeyler yapman lazım. | Open Subtitles | عليك فعل شيء |