çalışmasına bakabilirsiniz. Çözmeye çalışıyor olduğumuz şeylerden birisi de hücreleri nasıl yeniden düzenleyeceğimiz. | TED | وأحد الأشياء التي كنا نقوم بها هو محاولة اكتشاف كيف نعيد برمجة الخلايا. |
Yer çekimi göremediğimiz ve anlayamadığımız şeylerden birisi. | TED | الجاذبية هي أحد الأشياء التي لا نراها والتي لا نفهمها. |
Bu kızların sahip olduklarına dair hissettiğimiz şeylerden birisi çok yoğun bir cesaret taşıdıklarıydı. | TED | شعرنا بأن إحدى الأشياء لدى هؤلاء الفتيات هو الكم الهائل من الشجاعة لديهن |
Görünmezlikle ilgili en ilginç şeylerden birisi, göremediğimiz şeyleri aynı zamanda anlayamıyoruz. | TED | أحد الأمور المثيرة للاهتمام في الأشياء الخفية هو أن ما لا نستطيع رؤيته لا نستطيع فهمه أيضاً. |
Elizabeth: Yaptıkları harika şeylerden birisi de, bizi sağlıklı yiyeceklerin dünyasıyla tanıştırmaları. | TED | إليزابيث: من الأشياء الرائعة التي فعلوها هو أنهم عرفونا على الأطعمة الصحية بمختلف أنواعها. |
Ve farkedeceğiniz şeylerden birisi alışık olmadık bir çevre olduğu. | TED | وأحد الأشياء التي تدركها هو إنها بيئة غير اعتيادية. |
Öğrendiğimiz şeylerden birisi, hayalet uzvu olan hastaların yarısı hayali organı oynatabildiklerini iddia ediyor. | TED | أحد الأشياء التي وجدناها هو، حوالي نصف المرضى بالأطراف الوهمية يدعون أنهم يستطيعون تحريك الطرف الوهمي |
Öğrencilerime göstereceğim şeylerden birisi de bu. çünkü tam bir yozlaşma durumu -- bütün perspektif kurallarının inkarı. | TED | هذا هو واحد من تلك الأشياء التي أريها لطلابي، لأنها قصة إفساد كاملة – إنكار لأي قواعد للمنظور. |
ama öğrendiğim şeylerden birisi, görünüşe bakılırsa eğer yeni bir ürün ya da hizmet yerleşikten daha pahalı ya da ucuzsa, bu bir önem teşkil ediyor. | TED | ولكن يبدو أن أحد الأشياء التي تعلمتها كانت ذات أهمية لو كان هناك منتج أو خدمة أغلى أو حتى أرخص من السائدة حالياً، |
Bir tarih bilimci olarak bildiğim şeylerden birisi, insanın aptallığı hiçbir zaman hafife alınmamalıdır. | TED | أحد الأشياء التي أعلمها كمؤرخ أنك يجب أن لا تقلل من قيمة الغباء البشري. |
Yapmayı sevdiğim şeylerden birisi dünyanın çevresine dolaşıp arkeolojik bölgeleri gezmek. | TED | إحد الأشياء التي أحب عملها هو السفر حول العالم باحثاً عن المواقع الاثرية. |
Bilirsiniz, bir ofisi terkeden birinin yapacağı en kötü şeylerden birisi arka koltuktaki bir sürücü gibi davranması, yeni gelene ne yapacağını söylemesidir. | TED | كما تعرف، أحد الأشياء السيئة عندما تغادر مكتبك هي محاولة أن تصبح في المقعد الخلفي للسائق، وتلقين الشخص الجديد ما عليه القيام به. |
İşte beni endişelendiren şeylerden birisi, bugün daha genç nesile ait o çocuklar nereye gidiyorlar? | TED | ولكن كانت إحدى الأشياء التي أقلقتني , هى إلى أين يذهب هؤلاء الصغار في هذه الأيام. |
İkimiz hakkında en sevdiğim şeylerden birisi ne kadar farklı olduğumuz. | Open Subtitles | إحدى الأشياء المفضّلة في علاقتنا هي اختلافنا. |
Vampir olmakla ilgili en talihsiz şeylerden birisi de insan kanı içmek zorunda olmanız. | Open Subtitles | إحدى الأشياء السيئه لكونك مصاص دماء انه يجب عليك أن تشرب دماء البشر |
Sorgulamak istediğim şeylerden birisi de bu günlerde çok yaygın olarak umulan, şeffaflık ve tarafsızlık ile demokratik kurumlardaki güvenin yeniden kazanılabilinmesi. | TED | و أحد الأمور التي أود التساؤل بشأنها هو هذا الأمل الشائع هذه الأيام بأن الشفافية و الانفتاح يمكنهما أن يسترجعا الثقة في المؤسسات الديمقراطية. |
Geçmişle ilgili en ilginç şeylerden birisi, ayrıntılı olarak görememenizdir -- geçen gün oğlum bana şunu sordu, "Baba, iki yaşımdaki halimi hatırlıyor musun?" | TED | أحد الأمور المثيرة عن الماضي أنكم لا ترون بالتحديد.. سألني ابني قبل أيام: " أبي, هل تستطيع التذكر كيف كنت أبدو عندما كان عمري سنتين؟" |
Ve bu uyum oranlarına baktığınızda göreceğiniz çarpıcı şeylerden birisi tek yumurta ikizlerinde uyum oranının yüzde 77 olduğudur. | TED | و عندما تنظر إلى نسب التوافق هذه، فإن أحد الأمور المذهلة التي ستراها هو أن في حالة التوائم المتماثلة نسبة التوافق هي 77% |
LP: Benim açımdan bu en heyecanlı şeylerden birisi. Uzun zaman önce görmüştüm | TED | ل.ب: حسنا، أعتقد بالنسبة لي، أن هذا من الأشياء الأكثر حماسة ضمن ما رأيته منذ زمن. |
Bu konuda en hoşuma giden harikulade şeylerden birisi, topluluk hissiyatı. | TED | وواحدةٌ من الأشياء الهائلة التي أحببتها هي الإحساس بالانتماء للمجتمع. |
Yunancadaki "aoidos" yani "müzik" kelimesi hakkında unutmamamız gereken önemli şeylerden birisi de hem "şarkı" hem de "sihirli söz" anlamına geldiğidir, bu yüzden Orpheus şarkı söylerken büyülenmiştir. | Open Subtitles | إحدى الأمور الواجب تذكرها "عن كلمة "موسيقى" , عند الإغريق اسمها "أييودس وتعني "أغنيه" ولكنها أيضاً تعويذة سحرية راقية |