O zaman bile yüreğimde bir şeylerin ters gittiğini biliyordum ama seni dinlemedim. | Open Subtitles | حتى وانا اعلم من كل قلبي انه كان هناك شئ خاطئ لكنني لم استمع |
Dedektif Miller, evrende bir şeylerin ters gittiğini düşündüğün oldu mu hiç? | Open Subtitles | هل أحسست أبداً إنه يوجد شئ خاطئ بالكون؟ -أجل، بالطبع |
Bir şeylerin ters gittiğini anlar. | Open Subtitles | قد يشعر بأن هناك شئ خاطئ |
Buluşmaya gitmezsem Keller bir şeylerin ters gittiğini anlar. | Open Subtitles | لنذهب و ننقذها إذا لم أظهر في الاجتماع، كيلر سيعلم أن هناك خطب ما |
Sanki biri kalbimi sıkıyor gibiydi. Bir şeylerin ters gittiğini biliyordum. | Open Subtitles | وكأن قلبي يتم عصرّه، عرفت أن هناك خطب ما |
Ortaya sen çıkarsan, bazı şeylerin ters gittiğini sanırlar. | Open Subtitles | إن ظهرت لهم، سيظنون بأن شيئاً خاطئاً قد حدث |
Evet, bir şeylerin ters gittiğini hissediyordum, o yüzden ne bulduğunu bilmek isterim. | Open Subtitles | أحقاً ؟ نعم ، لدي شعور بأن شيئاً ما حدث |
Burada bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorum ve bunları kafamdan uydurduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | أرى أن هناك خطب ما ولست أتخيل هذا |
Bir şeylerin ters gittiğini biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أن هناك خطب ما. |
Bir şeylerin ters gittiğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد بأن شيئاً صار إلى نحو سيئ ؟ |