Günümüzde kimlik politikaları hakkında yeni bir şeymiş gibi konuşuyoruz ama yeni değil. | TED | نتحدث اليوم عن سياسة الهوية كما لو أنها أمر جديد، ولكنها ليست كذلك. |
Sanki depresyon, ilk yardım çantasında bulunan şeylerle düzelecek bir şeymiş gibi. | TED | كما لو أن الإكتئاب هو شيء يمكن علاجه بأحد المحتويات الموجودة في علبة الإسعافات الأولية. |
Bunu neden normal bir şeymiş gibi kabul etmek zorunda olalım? | TED | لا أفهم لماذا علينا أن نتقبل هذا الأمر وكأنه عاديًا. |
Her zaman sanki Tanrı veya öyle bir şeymiş gibi... onun sözlerine tutundum. | Open Subtitles | كل الوقت وأنا متعلق بكل كلمة يقولها وكأنه اله |
Hiçbir şeymiş gibi gözüken küçük kartopu hatalar, daha sonra bir çığ haline gelip, tüm evlilik hayatını götürebilir, anlıyor musun? | Open Subtitles | إنها أخطاء غبية تبدو وكأنها لا شيء يمكن لكرة الثلج عليك وخذ زواجك كله معها ، هل تعلم ؟ |
Aşkı sadece kendi kontrolüm ve rızam dışında başıma gelen bir şeydense, hayran olduğum biriyle ulaşacağım bir şeymiş gibi, farklı bir çerçeveye oturtmak, bana güç veriyor. | TED | إعادة صياغة الحب كشيء أتمكّن من خلقه مع شخص معجبة به، وليس كشيءٍ يحدث لي دون إرادتي أو موافقتي، هو شيءٌ مشجع. |
Az paranoya ve az gösteriş. Yine, iyi bir şeymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | أقل تشككاً وأقل عبثاً مجدداً، يبدو وكأنّه أمر جيّد |
Benim hayatımı, her zaman isteyip de sahip olamadığı bir şeymiş gibi görüyordu. | Open Subtitles | كانت تنظر لحياتي كشيءٍ كانت دائماً ترغب به لكنها لم تحصل عليه ابدأ |
Sanki silaha, mutlaka sahip olması gerektiği bir şeymiş gibi davranıyordu. | Open Subtitles | انه كما لو كان المسدس شيئا يمكن ان يحوزه ببساطة |
Bunu hep yaptığım, standart bir şeymiş gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | تتكلم كما لو أن ما فعلت هو شيء معتاد بالنسبة لي |
Sadece telefon üzerine salyalarını akıtan, sıradan bir şeymiş gibi numaralara basan bir faredir. | Open Subtitles | يتصل بالهاتف فك الرقم السري كما لو انها صدفة |
Şimdi söyleyeceğin şey zor bir şeymiş gibi derin bir nefes al. | Open Subtitles | الان خذى نفس عميقا، كما لو أن الشيء القادم صعب قوله |
Neden buna kötü bir şeymiş gibi bakıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تستمرين بالنظر الى الامر وكأنه امر سئ جداً؟ |
Madem beş yıl önce öğrendin, neden yeni bir şeymiş gibi gösteriyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت على علم بهذا الشيء منذ 5 سنوات لماذا جعلتي الأمر وكأنه حدث مؤخراً ؟ |
Bunu kötü bir şeymiş gibi söyledin, geride bıraktığımız sistemi özlemem gerekirmiş gibi. | Open Subtitles | لقد قلتي هذا وكأنه أمر سيء وكانه يجب ان ننسى النظام الذي تركناه خلفنـا |
Ve bunca zaman, bana sanki açıklama gerektiren bir şeymiş gibi neden Cumhuriyetçi olduğumu sorup durdunuz. | Open Subtitles | أنتما الإثنان تسألآنني طوال الوقت عن سبب كوني جمهورياً وكأنه شيء يحتاج إلى تفسير؟ |
Ve Antonio eğer ona yine kolayca harcanacak bir şeymiş gibi davranırsan bunu hiç hoş karşılamam. | Open Subtitles | وأنطونيو؟ عاملها وكأنها لم تعد مفيدة وصالحة للعمل لن أكون بهذا اللطف |
Hepiniz bu acıyı size ait bir şeymiş gibi sömüren akbabalarsınız. | Open Subtitles | جميعكم متطفلون تراقبون هذه المأساة وكأنها مأساتكم. |
Kaybettiğin insanlarla konuşmak bana harika bir şeymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | حسناً، تستطيع التحدث مع من فقدتهم من الناس يبدو ذلك كشيء رائع بالنسبة إليّ |
Senin gibi eğitimli bir psikolog değilim ama bu bana, iyi bir şeymiş gibi geldi. | Open Subtitles | لستُ طبيباً نفسانياً مدرّباً، مثلك... ولكن ذلك بدأ وكأنّه شيء جيّد د. |
Sanki çok matah bir şeymiş gibi herkes kendine acı çektirecek bir şeyler arıyor. | Open Subtitles | على عكس كل شخص بالعالم و الذين يبحثون عن الألم و كأنه كنز مدفون؟ |
- Bu çok daha farklı bir şeymiş gibi hissettirmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يبدو هذا كأنه أمر مختلف تماماً؟ |
Bu ahbap hakkında böyle konuştukça, kulağa sanki bir süper kahraman ya da benzeri bir şeymiş gibi geliyor. | Open Subtitles | الطريقة التي تتحدثون بها عن هذا المتأنق، تجعله يبدو وكأنه بطل خارق، أو شيء من هذا القبيل. |