"şişedeki" - Traduction Turc en Arabe

• القنينة
• الزجاجة
• قارورة

Bu şişedeki anılar özel bir güne onunla tanıştığım güne ait.
هذه القنينة تحوي ذاكرة خاصـّة لأوّل مـرّة قابلته فيها.

şişedeki toplam fasulye sayısı için bir tahminde bulunur musunuz lütfen?
الرجاء تخمين العدد الاجمالي للحبّات بداخل القنينة.

şişedeki sıvıın süt olmadığını düşünüyorum; bence şişede aseton vardı.
لا أصدق أن ما في الزجاجة حليب، أعتقد أنه أسيتون.

O mu yoksa bu şişedeki çirkef mi daha pis kokuyor, anlayamadım.
لا أعرف رائحته أسوأ أم رائحة القذارة فى الزجاجة

Khasinau'nun istediği, küçük şişedeki sıvıyı hatırlıyor musun?
هل تتذكرين قارورة السائل الذى كان يريدها كازانو ؟

Tanımlanmasını istediğin şu şişedeki maddelerin sonuçları geldi.
لقد وصلتني نتائج الأختبار على محتويات تلكَ القنينة لقد طلبتها بالتحديد

Şimdi, eğer bu şişedeki sıvı benzense çekteki mürekkep 5 saniyelik temastan sonra tamamen yok olacak.
والان ان كان السائل في القنينة هو البينزين الحبر من الشيك سيختفي تماماً خلال 5 ثواني من الملامسة

Doğru, vurmak için gerildiğinde şişedeki kan damladı.
صحيح، حسنٌ، على الأرجحة الخلفية الدمّ الذي جُمع على القنينة كان يَرشق.

şişedeki fasulye sayısı belli oldu.
حسبنا عدد الحبّات داخل القنينة.

Kimse şişedeki fasulye sayısını doğru bilemedi.
لم يخمّن أحد عدد الحبّات داخل القنينة.

şişedeki mesaj hakkında gazeteye gelen mektuplar.
خطابات إلى الجريدة عن تلك الرسالة الموجودة داخل الزجاجة

O şişedeki güç tarihi değiştirebilir ve seçtiğimiz herhangi bir çeşit geleceği oluşturabilir.
القوّة . . في تلك الزجاجة يمكن أن تغيّر التاريخ

Benim test ettiğim şişedeki DNA profili kesindi.
لقد أجرينا إختبار حمض نووي دقيق لمحتويات الزجاجة

şişedeki iksiri içmen lazımdı.
كنت يجب أن تشرب الجرعة التي كانت في الزجاجة.

Mavi şişedeki hapların ne olduğunu da sor. Biraz tuhaf oldum da.
وأسأله أيضاً عن تلك الحبوب التى فى الزجاجة الزرقاء,أشعر بشئ غريب

İnsanları şişedeki beyaz zehirle öldürüyorsun.
أنت تقتل شعبك بهذه المخدرات في الزجاجة

Saldua'nın evinde bulunan küçük şişedeki ilaçlar senden geliyordu.
نعم قارورة الحبوب في منزل سالدو اتت منك

Ve o şişedeki tüm içkiyi içmiş.
فشرب قارورة الخمر