"şu şekilde" - Traduction Turc en Arabe

    • هكذا
        
    • إليك ما
        
    • كالتالي
        
    • النحو
        
    • بهذه الطريقة
        
    • يلي
        
    • كالتالى
        
    • وإليكم
        
    • كالآتي
        
    Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. TED في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا.
    şu şekilde Bay Lock e senin işin kelimelerle, görüntüler, kırılgan şeyler. Open Subtitles حسناً , الأمر هكذا عملك هو الكلمات والصور و هى أشياء هشة
    Olacaklar şu şekilde: Hedge'in ilk robotu bulması için sadece 5 tekrar lazım: Robot 733, fırınında 0 bulunduruyor. TED حسنًا إليك ما يحدث: يحتاج هيدج لـخمس تكرارات لإيجاد الأصل: الآلي 733 يمتلك صفرًا في فرنه.
    Bu jeo-mühendislik fikri, en basitçe şu şekilde uygulanabilir: ... TED هذه الفكرة الهندسية الجيولوجية, في أبسط صورها, هي أساسا كالتالي:
    hadi şu şekilde düşünelim. TED حسناً، فلنفكر في الموضوع على النحو التالي.
    şu şekilde ki, yalan söylediklerinde, aslında gerçekten yalan söylemiyorlardır. Open Subtitles بهذه الطريقة عندما ياتي دور الكذب، هم لن يكونوا كاذبين.
    Çoğu ülkeye elektriğin ulaşması, şu şekilde gerçekleşmiştir: TED لذلك فبالنسبة لمعظم البلدان فالمسار العام للكهربة كان كما يلي:
    1,85 boyundayım ve ve nişancıların büyük çoğunluğu silahlarını şu şekilde tutarlar. Open Subtitles فأنا بطول 6 أقدام و4 بوصات، ومعظم مطلقي النار يمسكون مسدّساتهم هكذا
    Tamam o halde bi elini şu şekilde kaldır Sonra düz şekilde çarptır Open Subtitles رائع , اقبض يد واحدة هكذا لتعني بذلك أنك تتمتع بالقوة مـنـتديات فـونيـكات
    Senden iri olduğu için şu şekilde aşağısına eğilip böyle çömeleceksin. Open Subtitles إنه أكبر منك، لذا عليك أن تنزل ،تحته هكذا وتجثم هكذا
    Bi defasında bir bana hayat boyu şu şekilde yürümekten bahsetti. TED شخص ما قال لي ذات مرة ان هذا يبدو كما المشي في الحياة هكذا ..
    Normal bir zihin haritası şu şekilde görünür. Open Subtitles إليك ما تبدو عليه الخريطة العقلية العادية
    Tamam. şu şekilde yapacağız. Zincirlerini çıkaracağım. Open Subtitles اتّفقنا، إليك ما سيحدث، سأحل أصفادك
    Tamam. şu şekilde yapacağız. Zincirlerini çıkaracağım. Open Subtitles اتّفقنا، إليك ما سيحدث، سأحل أصفادك
    Ve şu şekilde devam ediyor: Başarısız olduğun anda bile, o anda bile, sen güzelsin. TED وهي كالتالي: حتى في لحظة فشلك، حينها تماما، أنت رائع.
    Özgürlükle ilgili hikâyelerimiz şu şekilde: Genellikle, müthiş bir özgürlüğe sahip olduğumuzu düşünüyoruz. TED قصصنا حول الحرية تسير كالتالي: نؤمن، في الغالب، أننا نملك مقدارا هائلا من الحرية.
    Clayton bunun şu şekilde açıkladı: TED والطريقة التي قدم كلايتون بها كانت على النحو التالي:
    Ve resmi dogma şu şekilde işler: eğer vatandaşlarımızın esenliğinin en üst düzeye çıkarılması ile ilgileniyorsak, bunu yapmanın yolu kişisel özgürlüğü en üst düzeye çıkarmaktır. TED والذي يصاغ على هذا النحو: إذا كنا نريد أن نحسن حال مواطنينا، فالطريق إلى ذلك هو مزيد من الحرية الفردية.
    Eğer şu şekilde hareket edersem, farklı hareket seçeneklerine kıyasla daha az bir çeşitliliğe ulaşırım. TED إذا قُمْتُ بالتحرك بهذه الطريقة الخاصة، سأنتهي مع أصغر تغيّر عبر العديد من الحركات.
    Ve diğerinin de omuz eklemlerinden birinde artirit var, b,lirsiniz, düzgün çalışmıyor, dolayısıyla şu şekilde yürüyor, ve biz diğer kolu, bilirsiniz, şu şekilde hareket ettirebiliyoruz. TED و الأخرى لديها مفصل معطل و لا يعمل بشكل جيد و لذلك فإنها تسير هكذا و نستطيع تحريك الذراع بهذه الطريقة
    şu şekilde söylüyor: Sürdürülen iyi niyet ile arkadaşlık yaratılır. TED ويقول ما يلي: تحدثُ النوايا الحسنة المتواصلة الصداقة.
    Sanırım polisin bulacağı sahne şu şekilde olacak: Open Subtitles أظن أن المشهد الذى ستجدك فيه الشرطة : هو كالتالى
    1970'lerde, Elinor Ostrom bir teori ile ortaya çıktı. Bu teorinin ismi ortak çalışma ve şu şekilde çalışıyor: TED لذلك، في السبعينيات، توصلت إلينور أوستروم إلى هذه النظرية، تسمى في الواقع الإنتاج المشترك، وإليكم كيف تعمل.
    Ben hayatta kaldım ve bu beni hikayemle birlikte bırakıyor ve hikayem şu şekilde: Dört basit kelime ile: Depresyon nedeniyle acı çekiyorum. TED أنا على قيد الحياة، و معي قصّتي الخاصة بي، و هي كالآتي: باختصار شديد، فأنا أعاني من الإكتئاب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus