Belki. Ama Şu an için, bundan başka iş yok. | Open Subtitles | ربما ، ولكن في الوقت الحالي هذه كل ماحصلت عليه |
Savaş bittiğinde unut gitsin, ancak Şu an için mükemmel bir iş. Bu işten servet yapılır, ne dersin? | Open Subtitles | ان انتهت الحرب تخسر, ولكن في الوقت الحالي , رائع يمكنك ان تكون ثروة.. |
Hayır, Şu an için yapamayız, ama burada da güvende olduklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا , لا نستطيع حالياً لكن لا أعتقد أنهم بأمان هنا أيضاً |
Varşova'da hayat, Şu an için her zamanki gibi normal. | Open Subtitles | في الوقت الراهن , فان الحياة تستمر في وارسو بشكل طبيعي و كما كانت دائماً |
Zamanla hepsini unutacağım ama Şu an için, bu hiç adil görünmüyor. | Open Subtitles | سأفقد كل ذاكرتي في النهاية ..لكن في الوقت الحاضر هذا ليس بعدل |
Şu an için görebildiğim en kötü senaryo bu şekilde. | Open Subtitles | هذا هو سيناريو أحداث العالم كما أراه في هذه اللحظة |
Bu her an yükselebilir ama Şu an için zorlu bir Şükran Günü hafta sonu bekleyebiliriz. | Open Subtitles | هذا من الممكن أن ينقشع في أي لحظة و لكن حتى هذه اللحظة يُمكننا أن نتوقع أن نواجه عطلة عيد شكر قاسية |
Ancak, Şu an için, köylülerle ilgilenmem gerek. | Open Subtitles | على أية حال,في الوقت الحالي,يجب أن أتعامل مع أولائك القرويون |
Bunun büyük bir olay olduğunu biliyorum, millet, ama Şu an için elimizden gelenin en iyisi bu. | Open Subtitles | اعرف انها عمليه نقل كبيره لكنه افضل حل لدينا في الوقت الحالي |
Şu an için bu bir ödev. Ben okuyacağım. | Open Subtitles | حسنا , في الوقت الحالي ستكون واجب سأقرأهم |
sanırım bu benim için birazcık fazla olabilir Şu an için, yani, bu sorumluluğu almak. | Open Subtitles | أظن أن هذا كثير علي في الوقت الحالي لأتحمله |
Burası Şu an için en ilginç kazı yerlerimizden biri. | Open Subtitles | حسناً, إنَّ هذه أحد أكثر التنقيبات التي لدينا إثارة حالياً |
Yapılacak daha ilginç şeyler olabilir, ama Şu an için ayak uydurun. | TED | إذاً قد تعتقدون بأن هنالك أشياء مشوقة أكثر للقيام بها، لكن تماشوا معي حالياً. |
Şu an için, etrafındakileri oldukları gibi görmen daha iyi. | Open Subtitles | إنّه لمن الأنسب أن ترى الأمور على ما هي عليه، في الوقت الراهن. |
İtiraf etmeliyim, Şu an için beni yanlış yönlendiriyor. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ، يجب أن اعترف, بأنه بعيد المنال في الوقت الراهن |
Ancak malesef Şu an için Dünya Mirası kongresi ulusal yargı alanının dışında kalan yerleri koruma ihtiyacı duymuyor. | TED | ولكن لسوء الحظ لم تدرك هيئة التراث العالمي الحاجة لحماية مناطق وراء السيطرة القومية في الوقت الحاضر |
Şu an için yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | على أي حال, لا يوجد أي شيء يستطيع فعله في الوقت الحاضر |
Gerçekte bir yer var ki muhtemelen biz Şu an için dikkat ediyor olmalıyız. | TED | فيجي في الواقع هي مكان على الأغلب ينبغي لنا أن نعيره إهتمامنا في هذه اللحظة. |
Asılsız iyimserliğe karşı sizi uyarmak istiyorum, fakat Şu an için dengede. | Open Subtitles | أود تحذيركم من الإفراط في التفاؤل الغير مُبرر لكن حالته مُستقرة حتى هذه اللحظة |
Şu an için, kaosla rahatız demektir. | Open Subtitles | للوقت الحالي ، سيتوجب علينا التكيف والتعامل بأريحية مع الفوضى |
Şu an için yok. Malesef, bütün adamları saldırı sırasında öldü. | Open Subtitles | لسوء الحظ، ليس في هذا الوقت فكل رجاله قُتلوا أثناء الهجوم |
Maalesef, patronumun kimliği Şu an için gizli kalmak zorunda. | Open Subtitles | هوية رب عملى يجب أن تظل سرية فى الوقت الحالى. |
En azından Şu an için. | Open Subtitles | ع الاقل للوقت الراهن |
Şu an için söyleyebileceğim çok iyi görünmüyor. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله الآن, أنه لا يبدو جيداً إطلاقاً |
Bak, Chloe Şu an için tek umudumuz. | Open Subtitles | انظرى, (كلوى) حبل الانقاذ الوحيد لدينا هذا ما يحدث هنا |
Emma, dur. Şu an için en önemli sorunumuz o değil. | Open Subtitles | توقّفي يا (إيّما) ليس هو صاحب الأولويّة الآن |
Şu an için hayır, ama yarın merkeze uğrayabilir misiniz? | Open Subtitles | حتى الان لا, لكن تستطيع الذهاب للمركز غداً؟ |