şunu öğrendim ki duygusal stres çoğu zaman hayatla ölüm arasındaki fark. | TED | وقد تعلمت أن الإجهاد العاطفي هو مسألة تتعلق أكثر بالحياة منه بالموت. |
(Kahkahalar) Vancouver'daki iki gün boyunca şunu öğrendim: hava tahmini uygulamasına değil, bir şemsiyeye ihtiyacınız var. | TED | (ضحك) وقد تعلمت في الأيام القليلة الماضية في فانكوفر أنك لا تحتاج إلى تطبيق طقس... فأنت تحتاج فقط إلى مظلة. |
Ama şunu öğrendim ki, kendime çeki düzen verip etraftaki birkaç şeyi değiştirdiğimde nihayet başarıyorum. | TED | ولكن ما تعلمته هو أنني إن استجمعت نفسي وغيرت بعض الأشياء المحيطة بي، فإنني في النهاية، سأنجح. |
Ama şunu öğrendim: Biz yetişkinler böyle bir ölümün adaletini anlamıyoruz diye çocukların ölmesi durmuyor. | TED | ولكن ما تعلمته هو: لا يتوقف الأطفال عن الموت بسبب أننا الكبار لا نستطبع فهم الظلم في فقدانهم. |
Şu hayatta sadece şunu öğrendim Olivia, geçmiş geçmişte kalır. | Open Subtitles | درس واحد تعلمته في الحياة يا أوليفيا أن الماضي هو الماضي |
şunu öğrendim ki intikam pornosu terimi genellikle yanlış kullanılıyor. | TED | وتعلمت أن الانتقام الاباحي هو غالبًا إساءة خطيرة. |
Ancak iyi tarafından bakacak olursak şunu öğrendim ki, nereye gidersek gidelim yine kıç tekmelemeye devam edeceğiz. | Open Subtitles | شيء واحد تعلمته هو حيثما انتهى بنا الأمر، أنت لا تنفكين تعلقين بالمشاكل |
Ve oradan şunu öğrendim: Bir işe başlamadan önce planın olmak zorunda. | Open Subtitles | وتعلمت أنه يجب أن يكون لديك خطة عمل قبل إنشاء عمل |
Ve şunu öğrendim hayatın engellerini aşabilmek için inançlı olmalı, umut etmeli ve hepsinden önemlisi, mizah anlayışımız olmalı. | Open Subtitles | ...وتعلمت أيضاً ...أنك كي تتغلب على عقبات الحياة ...تحتاج للإيمان والأمل |
Ve oradan şunu öğrendim: | Open Subtitles | وتعلمت |