- Bu doğru, Fuzz. Kong öyle sanıyor. - Bu yüzden onu seviyor. | Open Subtitles | هذا صحيح فزي هذا ماكان يعتقدة كينج كونج لهذا السبب كينج كونج يحبها |
Doğru söylüyordu. Memura rüşvet verdim. - Bu yüzden kaba kuvvet kullandı. | Open Subtitles | لم يُحطئ , لقد رشوت ذاك الرجل لم يأتِ بالتفتيش لهذا السبب |
- Bu yüzden dedemi seviyorum. - Hepimiz dedeleri severiz. | Open Subtitles | ـ لهذا السبب أحب جدي ـ حسناً، جميعنا نحب جدكِ |
- Bu yüzden geldim zaten. Ayrılırken seni teknede göremedim. | Open Subtitles | هذا سبب مجيئي لأنني لم أركِ على متنها حين غادر |
- Bu yüzden de hazırlıklı geldim. - Neden bahsediyorsun sen? | Open Subtitles | ـ وهذا هو السبب في إنني مستعد لذلك ـ عن ماذا تتكلم ؟ |
- Bu yüzden benim daireyi yasak bölge olarak ilan ettim. | Open Subtitles | لهذا السبب أقنعتها أن شقتي موجودة في منطقة خالية من التغطية |
- Bu yüzden seni görmek istedim. - Can kulağıyla dinliyorum. | Open Subtitles | ـ لهذا السبب أردت رؤيتك والتحدث معك ـ كُلي آذان صاغية |
- Bu yüzden anlayamadı. Gidip güney sınırından bir maymun getirmişsin. | Open Subtitles | لهذا السبب لم يستطع الفهم هو من جانب الحدود |
- Bu yüzden arkadaşlarımı getirmiyorum. - İyi misin? | Open Subtitles | لهذا السبب لم اكن اجلب اصدقائي أأنت بخير ؟ |
- Willow yaptı onu. - Bu yüzden yola devam etmeliyiz. | Open Subtitles | ويلو فعلت ذلك لهذا السبب علينا أن نستمر في التحرك |
- Bu yüzden seni aradım. Dani'ye ne oldugunu bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لهذا السبب اتصلت بكِ يجب أن نكتشف ماذا حصل لداني |
- Savcı kısıtlamaları kaldırdı. - Bu yüzden sizden rica ediyorum. | Open Subtitles | لقد فرض المدعي العام قيوداً - لهذا السبب أطلب منك - |
- Bu yüzden hâlâ buradasın. - Hâlâ buradayım çünkü bunu ben seçtim. | Open Subtitles | و هذا سبب وجودك هنا أنا مازلت هنا لأنني أخترت أن أكون هنا 0 |
- Bu yüzden mi evim benim değil? | Open Subtitles | من لالمتنزه. وهذا هو السبب في أنني لا ليعيش في بيتي؟ |
- ...bu yüzden gösteremeyeceğini söyledi. - Gördün mü? İşte bana bu yüzden ihtiyacın var. | Open Subtitles | ولم يكن سيريني إياه لهذا أنت تريدني أن أكون معك ؟ |
- Bu yüzden asla gözünü dikmemelisin. - Gözünü dikme. | Open Subtitles | لهذا لا تنظر لهم أبداً - لا أنظر أبداً - |
- Polis tutanak tutacaktır. - Bu yüzden buradasın ya. | Open Subtitles | يجب ان نُبلغ الشرطة لهذا نحن ارسلنا فى طلبك |
- Ve beni izliyordun. - Bu yüzden sürekli izleniyormuşum gibi hissediyorum. - Haydi. | Open Subtitles | -مما يعني انكُ تراقبني ولربما هذا هو سبب شعوري بأني مراقبة طوال الوقت |
- Bu yüzden pahalı ya! | Open Subtitles | ليس مطلوبا أن يكون عليها أرقام ولهذا السبب فهى باهظة الثمن |
- Bu yüzden buraya sizi ve kanepenizi kullanmaya geldim. | Open Subtitles | وهذا هو سبب وجودي هنا لأطلب المساعدة منك وزوجتك |
Bacağı kırılmış. Şişmiş bileği görüyor musun? - Bu yüzden yerinden kıpırdamıyordu. | Open Subtitles | كانت رجله مكسورة هذا السبب في انه لا يريد التحرك. |
- Bu yüzden burdayım. Git ve çantanı topla. Seni güvenli bir yere götüreceğim. | Open Subtitles | لهذا أنا هنا، إذهبي لحزم حقيبة، سآخذكِ إلى مكان آمن. |
- Bu yüzden köpeğimle asla büyük bir yatırım yapmadım. | Open Subtitles | لهذا لم أقم بأي صفقات كبيرة مع كلبي ماذا سأفعل؟ |
- Bu yüzden ona çok bağlandı. | Open Subtitles | لهذا هي متعلقة به كثيراً |
- Bu yüzden mi hayvan gibi davranıyorlar? | Open Subtitles | لهذا هم يتصرفون كالحيوانات ؟ |
- Bu yüzden bırakmadığımı biliyorsun. - Biliyorum, biliyorum. | Open Subtitles | ـ تعرف أن هذا ليس سبب رحيلي ـ أعلم، أعلم |