"- onun için" - Traduction Turc en Arabe

• من أجله
• بالنسبة له
• من أجلها
• بالنسبة لها
• صعب عليه

- Onun için güzel görünmek istiyorum. - O halde görüneceksin.
ـ أريد أن أبدو جميلةً من أجله ـ وستبدين كذلك

- Senin için öldüm! - Onun için ben de ölürüm.
ـ لقد متّ من أجلك ـ وأنا مُستعدّة للموت من أجله أيضاً

- Onun için sadece bir oyun.
هذا الأمر لا يتعدى أن يكون مجرد لعبة بالنسبة له

- Onun için kişisel bir önemi olduğunu gösteren bir şey yok.
لا شىء لأقتراحه قد يعنوا اى مغزى شخصى بالنسبة له

- Onun için bir şarkı istedi.
وأسنانها بيضاء .. وأعد أغنية من أجلها

- Onun için düğünümü iptal ettim.
انا احبها ألغيت زواجي من أجلها

- Onun için her şeyi yaparım.
- بالنسبة لها ، ليس هناك ما هو أكثر من اللازم.

- Onun için her şeyi yapmak istiyorsun.
نعم , ابنك , وتريد أن تفعل أي شيء من أجله

- Biz de bunu umuyoruz. - Onun için dua ediyoruz.
اننا نتمنى أيضا اننا نصلى من أجله

- Sadece dediğimi yap Angie. - Onun için geri dönmemizi isterdi.
"فقط إفعلي ما أقوله لكِ يا " إنجي سيود منا أن نأتي من أجله

- Onun için güzel bir şey yapmalıyız.
نحن يجب أن نفعل شيء لطيف من أجله

- Onun için en iyisi bu olabilir.
حسنا, ربما يكون أفضل شئ من أجله

- Onun için özel olduğumu söyledi, ama...
..قال أنّي مميّزة بالنسبة له , لكن ماذا؟

- Onun için çocuk oyuncağı olmalı.
ينبغي أن تكون مهمة سهلة للغاية بالنسبة له

- Onun için zaten öyle değil miydin?
من أنت بالنسبة له على أي حال؟ - بالضبط -

- Onun için çok geç diyor. - Oh, bak!
تقول أنه فات الأوان بالنسبة له

- Onun için geri geleceğini biliyordu.
كان يعلم أنكِ ستعودين من أجلها

- Onun için döneceğimi biliyor.
إنها متأكدة أنني سأعود من أجلها

- Onun için gitmemeni sana söylemeye çalıştık.
-حاولنا إخبارك أن لا تذهب من أجلها

- Onun için her şey koca bir şaka. - Tek kanallı TV gibi.
كل شيء بالنسبة لها نكتة - إنه يحب التلفزيون بقناة واحدة -

- Onun için mi, bizim için mi?
بالنسبة لها أم بالنسبة لنا؟ سواء

- Bunların hiçbiri gerçek değil. - Onun için gerçek.
لا شيئ من هذا حقيقي - هو كذلك بالنسبة لها -

- Onun için çok zor. - Hepimiz için çok zor!
هذا صعب عليه هذا صعب علينا جميعا