- Willow, neden bahsediyorsun? - Seni topraktan çıkaran bendim. | Open Subtitles | ويلو , ما الذي إنه أنا من أخرجك من الأرض |
- Willow'la Tara'nın dersi var. Ben de inşaata gitmeliyim. | Open Subtitles | ويلو وتارا لديها محاضرات وأنا يجب ان أكون في الموقع |
Dinleyin çocuklar- - Willow. Doğru olanı yaptınız | Open Subtitles | والآن, إسمعانى, يا أولاد ويلو لقد فعلت الصواب. |
- Willow da yeni gözdesi. - Orada mı? Dawn'la birlikte? | Open Subtitles | ويلو هي المفضلة الجديدة عنده هي هناك ومعها داون؟ |
- Willow'un bir sorunu var. - Artık büyü yok. Bıraktım. | Open Subtitles | ويلو عندها مشكلة لا مزيذ من التعاويذ, لقد اكتفيت |
- Willow yaptı onu. - Bu yüzden yola devam etmeliyiz. | Open Subtitles | ويلو فعلت ذلك لهذا السبب علينا أن نستمر في التحرك |
- Yardım edebilirim. - Willow'un iyi yaptığı tek şeydi. | Open Subtitles | يمكنني المساعدة الشيئ الوحيد الذي كانت ويلو جيدة فيه |
- Willow! Sadece öpüşüyorduk. O kadar da önemli değil. | Open Subtitles | (ويلو) نحن كنا فقط نتبادل القبل وهذا لا يعني الكثير |
- Onu Tara gibi gözetlemeyecek birisi. - Willow bir yetişkin. | Open Subtitles | شخصاً ما لن يراقبها مثل تارا ويلو بالغة |
Bana söylemedin. - Willow'u durdurabildi mi? | Open Subtitles | أنتِ لم تخبريني بذلك هل أوقف ويلو ؟ |
- Willow, bir saniye durup dinle... | Open Subtitles | ويلو , توقفي لثانية فحسب واستمعِ |
- Willow? - Kara büyü kitapları nerede? | Open Subtitles | ويلو أين تحتفظين بكتب الفن المظلم ؟ |
- Willow caddesinden başlayıp şehir merkezine gideğiz. | Open Subtitles | لنبحث بشارع "ويلو"، إنه بطريق عودتنا. أجل. |
- Willow Macgreagor. Göğsüne. Ve o diyor ki, | Open Subtitles | " وضعت يدي على صدرهـا" - (ويلو ماكجريجور) - |
- Willow! Merhaba. Biz de tam keyifli şeylerden bahsediyorduk. | Open Subtitles | ويلو) مرحباً، نحن كنا نتحدث) فقط عن الأشياء السعيدة |
- Willow sadece senin duyabildiğin bir tür alarm sinyali mi yolluyor? | Open Subtitles | -هل (ويلو) أرسلت إشارة إستغاثة أنت فقط تسمعها ؟ |
- Willow. - Affedersin. Kendi meselelerim. | Open Subtitles | ويلو آسفة، إنها عادتى |
- Willow, gitmek zorunda değilsin... - Hayır, gitmem gerek. Zamanım yok. | Open Subtitles | ...ويلو " ، أنتى لا يجب عليكى لا ، يجب على ، ليس لدى وقت كثير |
- Gerçi, çok geç kaldım... - Willow'un hayatını kurtardın. | Open Subtitles | ...و على ما يبدو كنت متأخرة جدا عن " لقد أنقذتى " ويلو |
- Willow söyleyeceklerimi Buffy'ye söylememen gerekiyor. | Open Subtitles | - ويلو علك ألا ترددي ما سأقوله |