Sekse yıllar içinde olan şey -- genelde, seks eşittir bebektir, nihayetinde. | TED | الذي حدث للجنس مع مرور الزمن هو أنه عادة ممارسة الجنس تؤدي إلى انجاب الأطفال |
Bir şirket, ya da hayır kurumu, ya herhangi bir çeşit organizasyon genel olarak --Afrikada çalışmadığınız sürece, bunu yapacak kadar şanslıysanız -- genelde çoğu insan her gün ofise gitmek zorundadır. | TED | فالشركة , أو المؤسسة خيرية , أو المنظمة من أي نوع عادة .. إلا إذا كنت تعمل في أفريقيا إذا كنت ، فأنت محظوظا حقا معظم الناس عليهم ان يذهبوا الى المكتب كل يوم. |
David'in -- genelde top 10 yaparım, ama top 10 için vaktimiz yok. Peki, David'in top beş sunum yapma tüyosu. Bir numara: her zaman sunucu modunu kullanın, | TED | ديفيدز عادة لديه أفضل 10 , ليس لدينا وقت لأفضل 10. إذن تلميحات ديفيد الخمس المفضلة لعمل العروض: رقم واحد , دائما إستخدم نمط المستعرض, |
Haberlerde mültecilerin büyük çoğunluğu fakir ülkelerden varlıklı ülkelere kaçıyor olarak okuyoruz, aslında böyle değil, yoksul şehirlerden daha da yoksul olanlarına göçüyorlar -- genelde, komşularına. | TED | وبعكس ما يمكن أن تقرؤوه في الأخبار، أغلب اللاجئين لا يفرون من دول فقيرة إلى دول ثرية، ولكنهم ينتقلون من مدن فقيرة إلى مدن أفقر، تكون عادة المدن القريبة. |
Gösterimlerde, kaçınılmaz olarak -- hepinizin konuşma yaptığınızdan emin olduğum için -- genelde etrafta dolanıp size soru sormak isteyenler olur. | TED | وفي التصوير , بإلتاكيد -- كما تعرفون كلكم تدور أحاديث مختلفة بوضوح -- عادة ما يكون هناك بعض الناس ينتظروا لكي يسألوا أكثر . |