Nihayet bir sonuca vararak bir akşam yemekten sonra herkesi şaşırtan bir açıklamada bulundu. | Open Subtitles | أخيراً، وصلت لقرار بعد العشاء في إحدى الأمسيات أعلنت إعلاناً فاجأ الجميع |
Ve iş haberlerinde, Bahçe Meyve Suyu Şirketinden yapılan açıklamada yılın üçüncü çeyreğinde gönderilecek olan siparişlerin gecikeceği söylendi. | Open Subtitles | و من أخبار الأعمال، "مزرعة البستان الطبيعي الرائع" للعصير أعلنت... أنهم سيتأخرون عن تسليم شحنة الربع الثالث من هذا العام. |
Adı Gabriele Sandri, Arezzo Polis Şefi, tarafından bu öğleden sonra yaptığı açıklamada olayın trajik bir hata olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وفاة قابرييل ساندرى تمثل خطا مأساويا كما صرح, بعد الظهيره رئيس شرطة أريزو |
Castle teknisyenleri yaptıkları açıklamada bunun bir "Uydu Enfeksiyonu" olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أُغلقت لمدة ثلاث ساعات, بينما يعمل على إصلاحها الفنيين لـِ(كاستل) ووصفوها بـِ"عدوى فضائية" |
açıklamada bulundum ve başka soru almıyorum. | Open Subtitles | {\pos(200,240)} لقد أصدرتُ بياناً ولن أردّ على أية أسئلة |
Padua yakınındaki bu kent saatinin yapıldığı dönem olan 17. yüzyılda mekanik bilimi etrafımızdaki dünyayı açıklamada kullanılıyordu. | Open Subtitles | هذه الساعة الموجودة بالقرب من بادوڤا قد بنيت في القرن السابع عشر إنه زمن فيزيائيي الميكانيكا الذين كانوا مشغولين بتفسير ظواهر العالم |
Başkan Benson herhangi bir açıklamada bulunmadı. | Open Subtitles | ولم يدلي الرئيس بنسون بأي شهادة |
Ancak, bildiğiniz gibi hükümet bugün yaptığı açıklamada, testleri devam eden tüm zombi askerlerin toplum sağlığı için bir tehdit olduğunu belirtti. | Open Subtitles | وكما تعلمون فقد أعلنت الحكومة اليوم أن هؤلاء الجنود الأموات الأحياء يشكلون تهديداً على الشعب إلى حين فحصهم طبياً ما رأيك بهذا يا (جاين)؟ |
Los Angeles Su ve Elektrik İdaresi sözcüsü Karen Cramer yaptığı açıklamada... | Open Subtitles | "المتحدثة الرسمية بإسم وزاة الكهرباء والطاقة في (لوس أنجلوس) أعلنت..." |
Marakeş hükümetinden yetkili biri yaptığı açıklamada ölümlerin münferit ve talihsiz bir hadise olduğunu belirtti. | Open Subtitles | لكن المتحدث باسم الحكومة صرح بأن الحادثتان كانت جريمتا عزل سيئة الحظ |
Sözcü Gal Salan... dün yaptığı açıklamada... | Open Subtitles | صرح بالأمس أنه لا يمكننا إلا أن نأمل... |
Castle teknisyenleri yaptıkları açıklamada bunun bir "Uydu Enfeksiyonu" olduğunu söylediler. | Open Subtitles | أُغلقت لمدة ثلاث ساعات, بينما يعمل على إصلاحها الفنيين لـِ(كاستل) ووصفوها بـِ"عدوى فضائية" |
İslam, sorumlu olduğu yönünde bir açıklamada bulunuldu. | Open Subtitles | أصدر الاسلام بياناً بادعاء المسؤولية... |
Çok yakında Stan dünyanın görmezden gelemeyeceği bir açıklamada bulunacak. | Open Subtitles | قريباً، سوف يصدر (ستان) بياناً العالم لن يكون قادراً على تجاهله |
ABD'de ölü sayısının 2.5 milyona ulaştığı tahmin edildiği sırada Başkan bilinmeyen bir yerden yaptığı açıklamada Dallas, Miami, Cleveland ve Phoenix gibi büyük şehirlerdeki büyük isyanlar sonrası zorunlu sokağa çıkma yasağı ilan etti. | Open Subtitles | "حيثُ يُعتقد وصول حصيلة الموتى في (الولايات المتحدة) إلى 2.5 مليون" "أصدر الرئيس اليوم بياناً من مكان غير معلوم" "يُلزم فيه حظر التجول الكامل في المناطق الحضرية الكبرى" |
Neden kanlı bir cinayet silahının olduğu dolapta kilitli olduğunuzu açıklamada iyi şanslar | Open Subtitles | إن كان كذلك - حظاً موفقاً بتفسير - لماذا كنت حبيسة في خزانة مع سلاح جريمة دامي |
Size bir açıklamada bulundu mu? | Open Subtitles | هَلْ بادرت بتفسير ما حدث؟ |
BM temsilcileri açıklamada bulunacak. | Open Subtitles | ممثل أحرزنا Lagde؛ ق الأمم المتحدة HVA يدلي ببيان. |
Bir açıklamada bulunacak mı bilmiyorum. | Open Subtitles | ربما يدلي بحديث |