"açıklayayım" - Traduction Turc en Arabe

    • أشرح
        
    • أوضح
        
    • اشرح
        
    • أفسر
        
    • سأشرح
        
    • اوضح
        
    • افسر
        
    • أوضّح
        
    • أُوضّحُ
        
    • أفسّر
        
    • سأوضح
        
    • أشرحها
        
    • شرحت
        
    • لأشرح لك
        
    • سأوضّح
        
    İzin verin, size kısmi ücretsiz oyunlardaki ödeme sisteminin ilmini açıklayayım. Open Subtitles إسمحوا لي أن أشرح العلم وراء الأجور الصغيرة من الألعاب المجانية.
    Berlin'de ne yaptığını nasıl öğrendiğimi açıklayayım mı, yoksa buraya Jemma Moor'un emriyle geldiğini bildiğimi söylediğimde bana inanacak mısın? Open Subtitles الآن، هل تريد مني أن أشرح كيف أحسب ما تقومون به هنا في برلين؟ أو كنت فقط صدقوني عندما أقول
    Yağmur suyundaki kireç için endişelenmeden önce bunun ne kadar azının gerektiğini size açıklayayım. TED الآن، قبل أن ينتابكم القلق حول الطباشير في مياه الأمطار خاصتكم، دعوني أشرح لكم الكمية الضئيلة التي نستخدمها فعلًا.
    Baylar, bir şeyi açıklayayım: Nil'in yukarsına hiç bir ordu göndermeyeceğim. Open Subtitles أيها النبلاء دعونى أوضح شيئا واحدا لن ارسل جيوشا أعالى النيل
    İzin verin günün birinde bunun gerçekleşebileceğini açıklayayım. TED حسناً ، دعوني اشرح عما يمكن ان كون قد حدث في يوم ما
    Öncelikle Rezero'nun sahiden nasıl dengesini koruduğunu açıklayayım. TED دعوني أشرح أولا كيف أن ريزيرو يحافظ فعلا على توازنه.
    Size biraz açıklayayım, bu iki sektörün... ...kendi yerel kuruluşları vardır. TED هذين القطاعين ، اسمحوا لي أن أشرح لكم ، لديها مؤسساتها الأهلية الخاصة بها.
    Evrimdeki arızanın nerelerde olabileceğini göstereyim. Tamam, Size şöyle açıklayayım. TED لأنني سأريكم أين يمكن أن تكون هناك أخطاء قليلة في التطوّر.حسناً، دعوني أشرح لكم هذا
    Öyle de olmak zorunda değil, sebebini açıklayayım. TED ولكن لا يجب عليهم ذلك، دعوني أشرح لكم لماذا.
    Ne göreceksiniz açıklayayım, Pekala. Farklı bilgilerle çıktısını değiştirdiği için o sadece bir kamera gibi kaydetmiyor. TED اسمحوا لي أن أشرح ما سوف ترون. لأنها ستعرض أنواع مختلفة من المعلومات ، انها ليست ببساطة الكاميرا.
    Mimarlar ve mühendislerden oluşan bir takımım vardı, ilk olarak nasıl çalıştığını açıklayayım. TED لدي فريق من المعماريين والمهندسين، ولكن دعوني أولًا أشرح لكم كيف تعمل.
    Konuşacağım veri noktalarının tam olarak ne olduğunu açıklayayım. TED واسمحوا لي أن أشرح لكم بالضبط ما هي نقاط البيانات التي سأتحدثُ عنها.
    Bak, 12 yaşında bir çocuk gibisin, sana bazı şeyleri açıklayayım. Open Subtitles أنظر يا بني تبدو كأنك فى الثانية عشر من عمرك لذا دعني أوضح لك شيء
    İşime ne yararsa onu kullanacağım. Senin için durumu biraz açıklayayım. Open Subtitles سأفعل أى شىء يمكن أن ينجح دعنى أوضح الصورة لك
    Bu noktadan, size bir firsattan yararlanmadığımızı açıklayayım, TED دعني اشرح النقطة اللتي لم نرتفع فيها الى مستوى الحدث.
    Sana açıklayayım. Erkeklerin kuralları çok basittir. Open Subtitles دعيني اشرح لكي قوانين الرجال هي بسيطة جدا
    Ama önce durumu açıklayayım ve bunu çabucak halledelim. Open Subtitles لكن ما أن أفسر الموقف سنستوضح الأمر سريعا
    Size bir şeyi açıklayayım. Bakın, biz buna kuş dersi deriz. Open Subtitles سأشرح الأمر أختاه بالنسبة لنا هذه الحصة تعني وقت الفراغ الطائر
    Yanlış anlaşılma olmaması için... burada oluşumuzun nedenini sana açıklayayım. Open Subtitles لذا نحن لم نأتى بأفدامنا للمكان الخطأ دعنى اوضح لك لماذا نحن هنا
    Benden uzak dur, lütfen. Efendim, izin verin olanları açıklayayım. Open Subtitles دعني وشأني، من فضلك سيدي، دعني افسر ما حدث
    İzin verin de dosyada olmayan ama bilseniz gerçekten etkileneceğiniz bir şeyi açıklayayım. Open Subtitles ولكن دعيني أوضّح لكِ شيئاً قد لا يكون موجوداً في الملف قد يحوز على إعجابك
    Aptalca bir şey yaptığımı biliyorum İzin ver de açıklayayım. Open Subtitles أُدركُ بأنّني عَملتُ شيءاً الأحمق بالأحرى. فقط تَركَني أُوضّحُ.
    Sana bir şey açıklayayım. Süper zengin insanlarla uğraşılmaz. Makineli tüfeği olan çocuk gibidirler. Open Subtitles دعني أفسّر شيئاً ، لا تعبث مع الناس فاحشي الثراء ، إنّهم كالأطفال مع رشاشات
    Ortamı tarif etmek adına şöyle açıklayayım: Hindistan'da kadınların yüzde 27'si çalışır. TED و سأوضح الوضع لكم، 27 بالمئة من نساء الهند يعملن.
    O zaman kendisine açıklayayım. Open Subtitles إذا دعني أشرحها له بنفسي
    Kaç kez açıklarsam açıklayayım hiç kimse antioksidanın ne olduğunu bilmiyor. Open Subtitles مهما شرحت الأمر، لا أحد يفهم معنى مانع التأكسد
    Bakın. Bir dakika izin verin açıklayayım. Open Subtitles اسمعني ياسيدي ، لو بإمكانك أن تمنحني دقيقة واحده لأشرح لك
    Sana rüyaları açıklayayım ki saçmalık olduklarını düşünme. Open Subtitles سأوضّح إليك أشيـاءتتعلقبالأحلام... لذا لا تظن أنّه كلام فـارغ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus