"açılmak" - Traduction Turc en Arabe

• الإبحار
• الابحار
• التحدث فيه

Sevdiğin biriyle beraber ılık okyanusa açılmak.
الإبحار حول المحيطات الدافئة مع شخص يحبك

Evimiz diyebileceğimiz bir yer olmadan tek yaptığımız sürekli denize açılmak.
جلّ عملنا هو الإبحار والإبحار دونما مكان ندعوه وطناً

Yakıt verilmiş ama kimse Muriel'de denize açılmak istemiyor.
كل المراكب تم وضع الوقود بها لكن لا يود أحدهم الإبحار

İşte tam benim söylediğim şey. Denize açılmak tehlikeli olabiliyor.
هذا ما كنت أتحدث عنه الابحار من الممكن أن يكون خطراً

Acaba oraya açılmak için yelkenli bir sal yapamazmıydım?
ُلا استطيع الابحار لاصل اليه

açılmak istememeni anlayabiliyorum.
أفهم الأمر تماماً اذا كنت لا تريدين التحدث فيه فلابأس

Kasırga sırasında Ağlayan Göl'e açılmak, beraberinde bir hayli zorluk getiriyor.
الإبحار عبر بحيرة "لاكريموس" في إعصار يقدم مجموعة وفيرة من التحديات.

Denize açılmadan önce vaktimiz olursa yerim efendim. açılmak mı ?
إذا كان لدينا متسع من الوقت قبل الإبحار

Yani, bilirsin, Taptığım adamla cennette denize açılmak...
إذ تعلمين, الإبحار مع رجل أعشقه

Ve bunlar bittiğinde, seninle kesinlikle açılmak istiyorum.
و100 % أريد الإبحار معك عندما ينتهي كل هذا

# Denize açılmak benim hayatım #
الإبحار فى البحر هو الحياة لى

Tekneyle açılmak üzereydim. Benimle gelsene.
كنت على وشك الإبحار تعالي معي

Bizimle açılmak ister misin?
أتريد الإبحار معنا؟

Yelkenle açılmak bizim olayımızdı.
الإبحار كان الأمر الخاص بنا

Denize açılmak yasak mı?
وهل الإبحار غير قانوني؟

Yelkenliyle denize açılmak gibi.
مجرد نوع من الإبحار

- Bu hafta sonu Tish'le birlikte Hayanis limanına gidip biraz denize açılmak istiyordum ama sanırım bunu yapamayacağım çünkü ofiste kalıp komitenize gidecek kanser raporlarıyla ilgili ifadeleri incelemem gerekiyor.
كنت آمل الذهاب لـ "هايانس بورت" نهاية هذا الأسبوع لقضاء بعض الوقت مع (تيش) و أبدأ في الإبحار لكن لا أعتقد أني سأتمكن من ذلك لأني أقضي الكثير من الوقت بمكتبي أدوّن الشهادات للجنتك عن تجمعات السرطان

Tıpkı denize açılmak gibi.
انه مثل الابحار

- Denize açılmak isterim.
-أرغب فى الابحار