"açtım ve" - Traduction Turc en Arabe

• وفتحت
• وشغلت
• فشققت

Bunun yerine, boş bara girdik bir şişe şampanya açtım ve...
وبدل من ذلك ذهبنا إلى بار خالً وفتحت قارورة من الشامبانيا نستطيع تجاهل هذا الجزء؟

Sonra anahtarları aldın, kapıyı açtım, ve bir daha koşamayacak hale gelene kadar koştum.
وبعدها التقطت المفاتيح وفتحت الباب وهرولت فحسب حتي لم استطع المواصله

Gözlerimi açtım ve gördüm ki onun da gözleri kapalıymıştı.
وفتحت عيني ، ورأيت أنها أغلقت عينيها.

Buraya uçakla gelirken bilgisayarımı açtım ve ona gönderdiğim e-mailleri okumaya başladım.
عندما كنت بالطائرة في طريقي إلى هنا وشغلت حاسوبي المحمول وبدات أعد الرسائل التي أرسلتها

Kapımı açtım ve ışığı yaktım.
وشغلت الأضواء...

Herkes ateş etmeye başladı, kendime yol açtım ve oradan toz oldum.
لقد بدا الجميع بإطلاق النار ، فشققت طريقي بينهم

Herkes ateş etmeye başladı, kendime yol açtım ve ordan toz oldum.
لقد بدا الجميع بإطلاق النار ، فشققت طريقي بينهم

Ayağa kalktım ve hortumu elime alarak bir itfaiyecinin yapması gereken şeyi yaptım: İleri doğru bir hamle yaparak suyu açtım ve yangını kendim söndürmeye çalıştım.
وبعدها استجمعت قواي، تحسست بيداي باحثةً عن الخرطوم، وفعلت ما يفترض أن يفعله أي إطفائي: اندفعتُ للأمام، وفتحت المياه وتصديت للحريق بنفسي.

Ayağa kalkıp yürüdüm kapıyı açtım ve gitmesine izin verdim.
نهضت وفتحت الباب المنزلق وحررت روحها

Kurşunlara göz attım, kutuyu açtım ve hepsi gitmişti.
ذهبت لتفقد الرصاصات وفتحت العلبة و ... وجدتهم إختفوا كلهم

(Gülme sesleri) Tavsiyesini hiç beklemiyordum, eve geldiğimde bilgisayarımı açtım ve tüm o nefret epostalarını sakladığım dosyayı açtım.
(ضحك) نصيحته لم تكن متوقعة تمامًا. عندما وصلت إلى المنزل. شغلت حاسوبي. وفتحت الملف الذي احتفظت فيه بكل رسائل الكراهية.