"ağzında bir" - Traduction Turc en Arabe

    • في فمه
        
    • في فمك
        
    • على فمك
        
    Ama bu, Ağzında bir topla kadının yatağına nasıl bağlandığını açıklamıyor. Open Subtitles لكن لايفسّر كيف إنتهى به الأمر هنا مقيّدا على عمودي السّرير وكرة في فمه
    "Ağzında bir kemik olan köpek, havlamaz ve ısırmaz. " Open Subtitles كلب معه العظم في فمه لا ينبح و لا يعض
    Anayolun dışında yabani bir köpek görmüşsünüz ve Ağzında bir insan kemiği taşıyormuş. Open Subtitles قلت إنك رأيت أحد تلك الكلاب في الخارج على الطريق السريع وكان يحمل عظمةً بشرية في فمه
    - İstese iyi olur. Ağzında bir sürü böceğin evcilik oynamasını istemiyorsan başka tabii. Open Subtitles إلا أن أردتي مليون جرثومة صغيرة تلعب في فمك
    Güvende ve mutlu olduğunu sandığın gün gelecek ama o neşen Ağzında bir küle dönüşecek. Open Subtitles سيأتي يوم تظنين فيه أنك آمنة وسعيدة ومتعتك سـ تستحيلُ رمادًا في فمك.
    Ağzında bir şey var senin. Open Subtitles يوجد شيىء ما على فمك
    Ağzında bir silahla bağırabildiği kadar bağırıyordu. Open Subtitles ...ويصرخ بقدر ما يستطيع ...و المسدس في فمه
    Hammond Polisi Ağzında bir Şikago haritasıyla, ...boğulmuş bir şekilde arabasında bulmuş. Open Subtitles مخنوق مع خريطة " شكياغو " في فمه أصدقاؤك أعداؤك
    Telefon yok ama Ağzında bir şey var. Open Subtitles لا يوجد هاتف, لكن ثمة شيء في فمه.
    Ağzında bir yaprakla arkasını dönüp "Benim adım Jake değil." demiş. Open Subtitles لذلك، وقال انه يتحول حولها مع ورقة في فمه ويقول: "اسمي ليس جيك!"
    Ağzında bir kedi olan, büyük bir ejderha. Open Subtitles . تمساحٌ كبيرة , بقطة في فمه
    Ağzında bir şey var. Open Subtitles هناك شيء في فمه أعطني الملقاط
    Ağzında bir şey var. Open Subtitles هناك شيء في فمه.
    Ağzında bir yaprakla arkasını dönüp "Benim adım Jake değil." demiş. Open Subtitles )" لذا، أستدر وهو يمضغ ورقة في فمه وقال" اسمي ليس (جيك)!"
    Ağzında bir şey var. Open Subtitles يوجد شيء في فمه.
    Ağzında bir şey var. Open Subtitles هناك شيء في فمه!
    Tadımlık! Evet. Hayır, Ağzında bir torba dolusu çük varmış gibi konuşuyorsun. Open Subtitles التذوق! أجل. كلا، أنت تتحدث وكأن هناك حقيبة من القضبان في فمك.
    Söylediğinden hiçbir şey anlamadım, Ağzında bir şey var. Open Subtitles لا أفهم كلمة واحدة، ثمة شيئاً في فمك
    Evet, Ağzında bir elma ile masanın ortasında. Open Subtitles حسنا, على وسط السفرة بتفاحة في فمك.
    Ağzında bir silah varken yutkunmak çok zordur. Open Subtitles صعب الإبتلاع حيث يكون هناك سلاح في فمك
    - Ağzında bir şey var. Open Subtitles -تبقى شيء على فمك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus