Müdür Perry, bizzat beni arayıp Bayan Abbott'ın yetkisiz soruşturma yapmasından yakındı. | Open Subtitles | المسؤل بيتر اتصل بي شخصياً للشكوى من السيدة ابوت قامت باستفسارات غير مصرح بها |
Tanıklar Abbott'ın elinde silah olduğunu ve Talbot'ın havuza doğru sendeleyerek geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | شهود شاهدوا ابوت وهي تحمل مسدس وكان تالبوت متوجه الى النافوره |
Bu yüzden Talbot ve Abbott'ın burada olduğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | وهكذا انت كنت تعرف ان تالبوت و ابوت مانا هنا |
Demem o ki Abbott'ın kartının hâlâ yanında olduğunu var sayıyoruz. Siz onu bulabilirsiniz. | Open Subtitles | بافتراض ان ابوت لديها بطاقت تعريفها وانه يمكنك ايجادها |
Abbott'ın resmini, Londra'daki bütün havaalanlarına ve tren istasyonlarına dağıt. | Open Subtitles | خذ صورت ابوت الى الامن الى كل مطارات لندن ومحطات القطار |
Abbott'ın ne orada bulunmuşluğu ne de yardım edecek bir arkadaşı var. | Open Subtitles | ابوت ليس لديها تاريخ هناك وليس لديها اصدقاء |
Abbott'ın takip cihazı patlamada hasar almış. | Open Subtitles | جهاز تهاقب ابوت تضرر بالانفجار |