Bunu söyleme; çok acı verici. Ne söylemem mi istiyorsun? | Open Subtitles | لا تقولي هذا،مع أنه حقيقة،لكنه مؤلم وماذا تريدني أن أقول؟ |
Bu günün senin için ne kadar acı verici olabileceğini anlıyorum. | Open Subtitles | انا اعلم كيف يمكن ان يكون هذا اليوم مؤلم بالنسبه لك |
Sana oldukça yakın birini kaybetmek oldukça acı verici, bunun farkındayım. | Open Subtitles | أعرف انهُ مؤلم جداً أن تفقد شخصاً آخر قريباً جداً منكَ |
Ayrıca, yaraya basınç uygulamak gayet acı verici bir şey olabilir. | Open Subtitles | بالاضافة لهذا أنت تعرف بأن الضغط على الجرح يكون مؤلماً جداً |
- ... acı verici bir bölümüne dayanan bir gelenek. | Open Subtitles | و قد انبثقت من جزء مؤلم و دامي من تاريخنا |
Güney Afrikalı dostlarımız bunun ne kadar acı verici olduğunu biliyor. | TED | الان الأصدقاء من جنوب افريقيا سوف يعرفون ان ذلك كان مؤلم جدا |
Ve üç numara: Aynı zamanda gerçekleri ve hakikati anlatmanın acı verici olduğunu bilmeliyiz. | TED | والمفهوم الثالث: ينبغي علينا أيضًا أن نتأكد أن الحقيقة وقولها شيء مؤلم. |
Sosyal izolasyonun beynin ödül sistemi üzerinde bu gidişatı tam anlamıyla acı verici kılacak bir etkisi vardır. | TED | تعملُ العزلة الاجتماعية من خلال نظام المكافأة في الدماغ لجعل الوضع الراهن مؤلم فعليًا. |
Onun kucağında oturmayı severdi çünkü yatağında yatmanın onun için acı verici olduğunu söylerdi. | TED | كان يحب الجلوس البقاء في حضنها لأنه قال أنه مؤلم بالنسبة له الإستلقاء على فراشه |
Karar verebiliyorlar. Her meselede federal devletler. Kısmen acı verici, çünkü pek çok insan, | TED | يمكنهم أن يقرروا. إنها الحكومة الفيدرالية في كل حالة. إنه مؤلم نوعًا ما، لأن الكثير من الناس يقولون، |
İlk olarak, bizde yaratıcılığın gençlikle paralel olduğu izlenimini yarattı. acı verici, değil mi? | TED | حسنًا، أولًا وقبل كل شيء، أنها خلقت انطباعًا بالنسبة لنا أن الإبداع يساوي الشباب وهو أمر مؤلم أليس كذلك ؟ |
Bence suç islediğini bilmek yeterince acı verici. | Open Subtitles | أعتقد أن مجرد معرفتك بإرتكابك لجريمة، مؤلم بما يكفي |
Boşanmak çok acı verici olduğundan dolayı o acıyı bir an önce unutturacak şeyler yapmak isteriz. | Open Subtitles | أعتقد في الطلاق يراودني شعور مؤلم لا يقل عن الشعور الصحي |
Bunun nasıl acı verici birşey olduğu hakkında fikrin var mı? birine onu sevdiğini söylemek ve ondan karşılık alamamak? | Open Subtitles | هل تعرفين كم هو مؤلم إخبار شخص أنك تحبينه بعد فوات الآوان؟ |
Babam ben senin yaşındayken öldü. Yaşadığım en acı verici olaydı. | Open Subtitles | توفي والدي عندما كنتُ بعمركَ وكان أكثر شيئاً مؤلماً مررتُ به |
acı verici olsun olmasın biz ne zaman birbirimizden bir şey sakladık? | Open Subtitles | متى كنا نخفي شيئاً عن بعضنا البعض سواءً كان مؤلماً ام لا؟ |
Yavaş ve acı verici eklemeyle, sonra siz ikiniz her ne formülünüz varsa oldukça yanlış olduğundan kesinlikle emin olacaksınız. | Open Subtitles | بالجمع البطيء و المؤلم و ثم يمكنك أن تكون متأكدا بأن أي معادله قد تحلمون بها أنتما سوف تكون خاطئه |
acı verici olması normal bu durum boşanma davalarında çok yaygındır. | Open Subtitles | حتى وإن بدت تجربة مؤلمة. هذا يحدث في كل حالات الطلاق. |
Konuyu ırk, din, kimliğe yansıttığımda acı verici bir sürü şey hatırlıyorum. | TED | عندما أفكر في قضايا العرق والدين والهوية، الكثير من الذكريات المؤلمة تجول بخاطري. |
Kendi varsayım ve inançlarımızı sorgulayarak bizi zorladıklarında rahatsız edici ve acı verici olacak. | TED | سيكون الأمر غير مريح، وسيكون مؤلمًا وهم يدفعوننا إلى الشك في معنقداتنا. |
Birinden ayrılmanın çok acı verici olduğunu anlayabiliyorum... - Git buradan! | Open Subtitles | أعرف ان الإنفصال عن شخص ما يمكن ان يكون مؤلما للغاية |
Direkt ve bazen de acı verici olacak ama aradığınız cevapları bulacaksınız. | Open Subtitles | وببعض الأحيان ستكون مؤلمه للغايه لكن ستؤدى بكم للإجابات التى تسعون إليها |
Böylece acı verici derecede yavaş olan güven kazanma ve ona her şeyden önce bir insan olarak değer verdiğimi kanıtlama sürecine giriştim. | TED | لذا بدأت بعملية بطيئة ومؤلمة وهي بناء الثقة وإثبات أنني أولاً وقبل كل شيء اهتممت بها كإنسان ككل. |
Bazen zor hatta acı verici bile, ama bazen de kötü değil, hatta _BAR_eğlenceli bile olabiliyor | Open Subtitles | أحياناً اﻷمر صعب ومؤلم وأحياناً أخرى ليس بذلك السوء بل ممتع |
Üzgün olmak yeteri kadar acı verici ama bunun üstünde hissettiklerinden utanman, bu öldürür. | Open Subtitles | الشعور بالحزن مؤلم لكن فوق هذا.. الشعور بالحرج للشعور بالحزن هذا أكثر ألماً |
Peki farklı insanlar aynı acı verici uyaranlara maruz kalmalarına rağmen nasıl acıyı çok farklı şekillerde deneyimliyorlar? | TED | كيف يمكن لأشخاص مختلفين أن يتعرضوا لنفس منبهات الألم ويشعروا بالألم بشكل مختلف بشدة |
Bu çok acı verici olacak ve hiç bir şeyde değişmeyecek". | Open Subtitles | أنا أَبَداً يَراك ثانيةً. هو سَيَكُونُ مؤلمَ جداً ولا شيءَ سَيُكْسَبُ. |
Çok sevdiğin biri tarafından ihanete uğradığını hissetmekten daha acı verici bir şey olamaz. | Open Subtitles | لاشيء أكثر إيلاماً من الشعور بالخيانة من شخص أحببته من الاعماق |
Yaşlanmak acı verici | Open Subtitles | والذي يزداد رعباً... |