Para cezası yeterince acı veriyordu ama işte ereksiyon olmamı engellemek için giydiğim şu pantolon işin tuzu biberi oldu. | Open Subtitles | التخلي عن المال كان مؤلماً جداً. ولكن السروال الكهربائي الذي يجب ان ألبسه في العمل كي لا اصبح مُثاراً مؤلماً ايضاً. |
Onun çevresinde olmak çok acı veriyordu. | Open Subtitles | لأنّه كان مؤلماً جداً أن أكون حولها |
(Kahkahalar) Bir kadın olarak yürümek, ayakkabımın içinde çakıl taşları varmış gibi acı veriyordu. | TED | (ضحك) مواجهة العالم كامرأة كان أمراً مؤلماً للغاية. |
Fiziksel olarak acı veriyordu. | TED | كان مؤلماً جسدياً. |
Ayrıca keseciği de çok acı veriyordu. | Open Subtitles | ومع التهابه هذا سيكون مؤلماً |