Sana iki dakikada Acıklı bir hikaye anlatan fırsatçı, eski bir mahkumum ve sen bana büyük planımın daha üçüncü adımında 1 milyon dolar önerdin. | Open Subtitles | أنا انتهازي ومجرم سابق والذي حكى لك قصة حزينة بدقيقتين كالخطوة الثالثة في خطتي الكبيرة |
Kız arkadaşıyla ilgili Acıklı bir hikaye anlattı. Kız arkadaşı benimle aynı uçaktaymış. | Open Subtitles | لقد كانت لديهِ قصة حزينة بشأن أن صديقتهُ كانت في رحلة سابقة |
Çok Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | أنها قصة حزينة جدا. |
Aslında, bu Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | في الواقع، إنها قصة حزينة. |
Herkesin tahmin edebileceği Acıklı bir hikaye işte. | Open Subtitles | قصة حزينة برأي الجميع |
Çok Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | قصة حزينة جداً. |
-Oh, bu Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | -أوه ، إنها قصة حزينة |
Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | -إنها قصة حزينة |
Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | -إنها قصة حزينة |
Ona Acıklı bir hikaye anlat." | Open Subtitles | "قُل قصة حزينة" |
O da Cyrus'a gidip bu konuda ona Acıklı bir hikaye anlatıp birkaç kez onunla yattıktan sonra Cyrus'un koruması altında Flamingo'da dansçı olarak işe başlarım diye düşünmüş. | Open Subtitles | لهذا قررت ان تذهب الى (سايرس) و تعطه قصة حزينة و تجلس على... كثيرا و الامر التالي الذي تعرفيه |
Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | تلك قصة حزينة |
Bu Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | هذه قصة حزينة |
Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | هذه قصة حزينة |
Acıklı bir hikaye. | Open Subtitles | أنها قصة حزينة |