adaletli ve cömert imparatorumuz mahkumlara bir düvüş şansı tanıdı. | Open Subtitles | إنظروا إلى أي مدى الإمبراطور رجل عادل وكريم قرر إعطاء العبيد فرصة للقتال |
Karşılığında bende adaletli fakat katı bir efendi olacağım. | Open Subtitles | في المقابل سوف أكون سيد عادل ولكني صارم للغاية |
Bu nedenle, daha büyük tanrılara... ...adaletli olabilmesi için rica etti. | TED | فإشتكى للآلهة العظمى مطالباً بتحقيق العدالة |
Onlardan duyulan korku, Mavi Dünya'yı yüzyıllardır adaletli bir yer kılıyormuş. | Open Subtitles | خشيتهم حافظت على العدالة في العالم الأزرق لقرون |
Ona karsi dirençli olmama gerek yok, adaletli olmam gerek. | Open Subtitles | لا يجب أن أكون قوياً معها يجب أن أكون عادلاً |
Hayır. Hayır, hapiste yaşamak daha adaletli olurdu. | Open Subtitles | لا ، بالنسبة لي السجن مدى الحياة عقوبة عادلة |
Seni mahkum etmek yeterince adaletli görünmüyor. | Open Subtitles | , لاتبدو عدالة قريبة بما يكفي لرؤيتك بالقيود |
Bay Shuester da adaletli olması için, seni gözlemleyecek. | Open Subtitles | والاستاذ شوستر سيراقبهم للتاكد من ان ذلك عادلا للجميع |
Cevap şu ki, en azından kısmı olarak adaletli. | TED | والجواب هو، ذلك علي ألاقل عادل جزئياً |
Siktir et, kafa tıraşı adaletli. | Open Subtitles | سُحقاً، حلاقة الرأس أمر عادل بينكما. |
Siktir et, kafa tıraşı adaletli. | Open Subtitles | سُحقاً، حلاقة الرأس أمر عادل بينكما. |
Yani, ben de kendimi adaletli görürüm... | Open Subtitles | حسناً , أني حقاً اعتبر نفسي ذكي و عادل |
Eğer o adaletli pantolanu giymemiş olsaydım kariyerimin bütün gidişatı farklı olabilirdi. | Open Subtitles | طريق مستقبلى المهنى كان سيكون مختلفاً لو لم أرتدى قماش العدالة هذا اليوم |
Lütfen yasalar önünde gücünü kullan ve hâlâ adaletli insanların olduğunu göster. | Open Subtitles | رجاءً حقق العدالة فنحن نطالب بالعدالة الوطنية |
Bazen kanunlar doğru olanı yapmanızı, kalbiniz ise adaletli olanı yapmanızı söyler. | Open Subtitles | في الأكاديمية في بعض الأحيان ما ينص عليه القانون هو الصحيح و ما يقوله قلبك هو العدالة و |
Jüri oylamasının adaletli ve tarafsız olmasını istersin değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنّك تريدين أنْ يكون التحكيم عادلاً وغير متحيّز؟ |
Karşılığında bende adaletli fakat katı bir efendi olacağım. | Open Subtitles | في المقابل سأكون عادلاً لكن معلمًا جد قاسٍ |
Yemekte yeterince kızarmış tavuk yiyememiş bir ortanca çocuk ve her şeyin adaletli olmasını istiyor. | Open Subtitles | إنه كالطفل الصغير الذي لم يحصل على ما يكفي من دجاج المقلي للعشاء و يريد كُل شيء عادلاً. |
Eşit şartlarda olmasaydık adaletli bir dövüş olmazdı. | Open Subtitles | لن تكون معركة عادلة ما لم نكون متطابقين. |
..ve ben adil vergi dağılımı emeklilik reformu, ve adaletli ücret dağılımı için mücadele ettim. | Open Subtitles | وخضت معركة لاجل ضرائب تجارية عادلة, واصلاح سن التقاعد, ومساواة الاجور. |
Belki de zamanla, insanlar hangi şirketlerin daha adaletli olduğunu öğrenecekler, böylece insani ve ekonomik kaynaklar onlara doğru yönlenecek ve bu sayede bu şirketler en müreffeh şirketler olacak ve ülkemizin de en müreffeh ülke olmasına yardımcı olacaklar. | TED | وربما سنجد مع مرور الوقت أن الناس بدأوا يعرفون الشركات التي فيها عدالة أكبر. وستتوجه إليها المصادر الاقتصادية والموارد البشرية. وسيصبحون الأكثر ازدهاراً وسيساعدون بلدنا على الازدهار. |
"yemin ederim,her zaman adaletli olacağım" "- öncelikle, beni affet de" | Open Subtitles | أقسم , سأعدل دائما أولا ، إعطينى عدالة |
Olsaydı bile, Kral Joffrey'in anne ve babası da kardeşti ve kendisi adaletli ve akıllı bir liderdi. | Open Subtitles | حتى ولو رزقنا اباء الملك جوفري كانا وخا واخت وكان حاكما عادلا |