Çünkü bu ailedeki hiçbir adam polisle muhatap geçmek istemez. Selam. | Open Subtitles | لأنّ لا أحد في تلك العائلة سيتّصل بالشُرطة عن طيب خاطر. |
Bu ailedeki herkes çok zevkli ama herkesin zevki farklı. | Open Subtitles | كل من في العائلة لديه ذوق جيد لكنه مختلف فقط |
Neyse ki babasıyla yaşanan nahoş durumları aşabildi de ailedeki yerini alabildi. | Open Subtitles | سيكون ذلك جيدا لاجتياز الأعمال المزعجة مع والدها وأخذ مكانها في العائلة |
Bu ailedeki herkesin işlerini nasıl da güzelce hallettiğini düşünüyorum Brian. | Open Subtitles | عن كيف الجميع في هذه العائلة , براين .. يقوم بعمله |
ailedeki herkes muhteşem ve gizemli bir hazine olduğunu bilir. | Open Subtitles | جميع من بالعائلة كانوا يعرفون بأنّ هناك كنزاً أسطورياً عظيماً |
Zaten aşağı gelmek istemiyorum! Bu ailedeki kimseye güvenmiyorum. | Open Subtitles | انا لا اريد النزول على اية حال وحتى لا استطيع الائتمان بكل هذه العائله |
Ama hepinizin, ailedeki kolay kişi, rolünü ona giydirmeniz gerçekten çok büyüleyici. | Open Subtitles | لكن من الرائع أنكم .. جميعاً تجعلونه يلعب هذا الدور داخل العائلة |
Diğer bir ifadeyle, bir kardeş otistik ise, ailedeki diğer kardeşin otistik olma olasılığı nedir? | TED | و بعبارة أخرى، فإن كان أحد الأبناء مصاباً بالتوحد، ما هو احتمال أن يكون ابن آخر لنفس العائلة مصاباً بالتوحد؟ |
Kadın 13. çocuklarını henüz doğurmuştu ve büyüyen ailedeki yemek ve para hızla tükeniyordu. | TED | قد وضعت المرأة للتو طفلهم الثالث عشر، وكانت العائلة المتنامية تعاني من نقص الطعام والمال بشكلٍ سريع. |
Dikkat çekici olan, aynı ailedeki erkek kardeşleri, tamamen sağlıklı. | TED | المميز في الأمر أن أخوتها، في العائلة نفسها، كانوا أصحاء تماما. |
Bu ailedeki büyük kızın sen olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه من المفترض أن تكوني الفتاة الكبيرة في هذه العائلة. |
ailedeki ayılardan biri olmadığını biliyorum. Onun için korkma. | Open Subtitles | أعرف أنك لست من أفراد العائلة المجرمين فلا تخف |
ailedeki ayılardan biri olmadığını biliyorum. Onun için korkma. | Open Subtitles | أعرف أنك لست من أفراد العائلة المجرمين فلا تخف |
Bu ailedeki herkes bunalımda. Hep beraber bunalımda kalacağız. alkmak yok. | Open Subtitles | كلنا يائسون في هذه العائلة , وسنبقى كذلك سوية.لن نغادر. |
Tabi ya, sanki bu ailedeki tek röntgenci benim! | Open Subtitles | بالتأكيد، وكأنني أنا الوحيد يبصر توم في هذه العائلة. |
Bence bu ailedeki hiç kimse cinayete teşebbüs edecek kapasitede değil. | Open Subtitles | لاأعتقد أن أي واحد في العائلة قادر على الاغتيال |
ailedeki tüm kadınlar başta incecikken sonra şişmanlayıp duruyordu. | Open Subtitles | كلّ النساء تلك العائلة تبدأ نحيفه وبعد ذلك تنفجر فحسب |
ailedeki herkesten kan örneği de almak istiyorum. | Open Subtitles | أود أيضا ان احصل على عينات دماء من كل فرد في العائلة لماذا؟ |
Neden bu ailedeki hiçkimse boşveri vermiyor? | Open Subtitles | لماذا لا يستطيع أحد في هذه العائلة فقط ترك الأمور تذهب؟ |
- ailedeki tek silahlı soyguncu sen değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لستِ الوحيدة بالعائلة من يمكنها حمل السلاح. |
ailedeki herkese uğrayıp da kutlamak hakkında Lily ve sen ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أجل . انت كيف سيكون شعورك وليلي حول الاحتفال , مع العائله في رحله عائليه لطيفه? |
Lütfen bana ailedeki beynin o olmadığını söyle. | Open Subtitles | رجاءً، تُخبَرُني هي لَيستْ أدمغة العائلةِ. |