Bir çocuk ailesi ile birlikte Izu'ya tatile gitmiş ve beraber bir dağ kulübesinde kalmışlar. | Open Subtitles | فتى من المدرسة الإبتدائيه كان في عطلة في إيزو مع عائلته |
Bu, General Tojo'yu ve ailesi ile birlikte kamu önüne selâmliga çikip kendini göstermeyi Iûtfeden imparatoru yüceltmedir. | Open Subtitles | ولقد وصلت الى الجنرال توجو والامبراطور الذى تنازل وظهر امام العامه مع عائلته |
Noel arifesinde bir partide eşimin ailesi ile de ıslık çaldım. | TED | و صفرت أيضا في حفل الكريسماس . مع عائلة زوجتي -أصهاري-. |
Aslında o belkide son şükran gününü ailesi ile harcıyamayışının... utanç verici olduğunu söyledi. | Open Subtitles | في الحقيقه هي قالت انها من المؤسف والمخجل انها لا تستيطع قضاء عيد الشكر الذي قد يكون الاخير لها مع عائلتها |
Hâlâ araştırıyoruz. Bir süre etrafta görülmüş ama sonra ailesi ile bağlantıyı kesmiş. | Open Subtitles | لقد تنقّلت كثيراً، ومن ثمّ فقدت التواصل مع العائلة. |
- Bütün bu izinsiz girişler için Sutton' ın ailesi ile konuşmaya gidiyorum. | Open Subtitles | "سأذهب للتحدث مع والديّ "ساتن علي التعدي علي الممتلكات |
Bir adamla çok uzun zaman geçirdim, kendisi ailesi ile birlikte demiryolu kenarında bir kulubede yaşıyordu ve bir kolu ile bir bacağını tren kazasında yitirmişti. | TED | لقد قضيت وقتاً طويلاً مع رجل عاش مع أسرته على جسر السكك الحديدية وقد فقد يده ورجله في حادث قطار. |
ailesi ile daha fazla zaman geçirmesi gerekir. Altmış bin. Çok haklısın. | Open Subtitles | عليه أن يقضي وقتاً أكثر مع عائلته أنت على حق |
Biraz sonradan bir kaç saat sonra Mike ailesi ile samimi bir şekilde konuşuyordu. | Open Subtitles | لذا، في تلك الليله، ولاحقاً مايك جلس ليتحدث من قلب لقلب مع عائلته |
Bir karavan parkında ailesi ile yaşıyor, sosyal yardım alıyorlar. | Open Subtitles | إنه يعيش في مقطورة مع عائلته على المساعدة الإجتماعية. |
ailesi ile aram açıldı. | Open Subtitles | لقد عانيت من مشاكل جمة مع عائلته |
Profesör hac için ailesi ile Ramtekdi'ye gitti. Döner dönmez ziyaret edelim. | Open Subtitles | ذهب الأستاذ للحج مع عائلته إلى رامتكرى |
Hiçbir gerçek erkek karısının ailesi ile oturmaz. | Open Subtitles | مستحيل. الرجل الحقيقي لن يرضى بالعيش مع عائلة زوجته |
Çalıştığım insanlar, eskiden, Flintridge Sanayileri Şirketi,... ..Duma ailesi ile çalışırken, O şirkette görev yapmış insanlar. | Open Subtitles | إن الذين أعمل لديهم كانوا في فلينتريج للصناعات في السابق عندما كانت الشركة تعمل مع عائلة دومان |
Tobin ailesi ile bir anlaşmanız olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن لديك اتفاقًا مع عائلة توبن هذا غير صحيح |
ailesi ile birlikte olmak isteyen eski bir müşterimizsin. | Open Subtitles | انت زبونة مهمة بالنسبة الينا التى تريد ان تكون مع عائلتها |
Yani, bunu itiraf etmek istemesemde,... küçük kız kardeşimi ailesi ile mutlu gördükçe, ben sadece... | Open Subtitles | اعني, على الرغم من انى اكره الاعتراف بذلك, رؤية اختى الصغيرة سعيدة مع عائلتها, انا فقط... |
Peki bu olaydan sonra Fiona'nın üvey ailesi ile ilişkileri nasıl devam etti? | Open Subtitles | كيف أنسجمت "فيونا" مع عائلتها بالرّعاية بعد ذلك، |
ailesi ile Sacramento, Kaliforniya'ya yerleştiler ve harika iş çıkartıyorlar tıpkı dediğin gibi. | Open Subtitles | هم يستقرون الآن مع العائلة في ساكرامينتو , كاليفورنيا العمل عظيم = تقصد أحوالهم رائعة تماما مثلما أنت قلت |
James'in hafta sonunu ailesi ile geçirmesinin iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ... (إعتقدت فقط أنه سوف يكون جيدا لـ (جيمس ليكون مع العائلة فى عطلة نهاية الأسبوع |
Jack ben köken ailesi ile birlikte yaşıyorum. | Open Subtitles | (جاك)، إنّي أعيش مع العائلة الأصليّة. |
Ronnie Fuller' in ailesi ile bağlantı kurduk | Open Subtitles | لقد تواصلنا مع والديّ (راني فولر) |
-Hayır. Baban için çok zor bir gün ve ailesi ile birlikte olmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنه يومٌ عصيبٌ على والدك ، وهو بحاجةٍ لأن يكون مع أسرته |
Yüzünü yıka." İşte en zor kısım geliyor: "ailesi ile konuşmamız lazım." | TED | حان الآن الجزء الأصعب، يجب علينا أن نتحدث مع والديها. |