Ve senin verdiğin şu Akü asidi, kahve değil o. | Open Subtitles | و حمض البطارية تلك التي أعطيتني إياه, تلك ليست قهوة |
Şu zamazingoyu sola döndür. Böylece Akü çalışır. | Open Subtitles | أدر هذا الشيء هنا إلى اليسار ذلك يضعها على مسار البطارية |
Henüz birşey söyleyemiyorum. Akü hücrelerinin çoğu kırılmış. | Open Subtitles | لا أعرف بعد العديد من خلايا البطارية تحطمت |
Şimdilik sadece Akü problemi var en iyisi motora bir şey olmadan çekmek. | Open Subtitles | انها بطارية سيئة , أعتقد أن علينا تحريكها قبل أن يتعطل المحرك |
Akü işte gidelim artık. Haydi. | Open Subtitles | نعم , انها بطارية فقط لنرحل من هنا , لنذهب |
Biri Akü asidini içiyormuş, diğeri havai fişek yiyormuş. | Open Subtitles | الأول كان يؤذي بأسيد البطاريات والثاني كان يؤذي بالألعاب النارية |
Kaç akünün kırıldığını sayın. Akü plakası getirin. | Open Subtitles | لنرى كم العدد الخلايا التى تحطمت إحضر بعض أشرطة البطارية |
Işık kırmızıya döner de o sıra Akü hâlâ soğutulmamış olursa göreceğimiz son şey o olur. | Open Subtitles | اذا رأينا الضوء الأحمر ولم تكن البطارية مجمدة فسيكون ذلك أخر شيء نراه |
Anahtarları üstünde unutursan ve Akü biterse ötüyordu. | Open Subtitles | إنّه يصفر حينما تضع المفاتح لكي يعلمك بأنّ البطارية مشغلة |
Midesindeki sıvılar Akü asidinden daha aşındırıcıdır. | Open Subtitles | العصائر في معدته أكّالة أكثر من حامض البطارية. |
Minibüsteki, bu haftasonundan arta kalan Akü asidini kullanabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا دوماً إستخدام أسيد البطارية من الشاحنة لأنقاذ ماتبقى من عطلة نهاية الأسبوع |
Muhtemelen getirdiğin bu Akü davayı çözmemizde işimize yaramayacak, ...bu yüzden, onu kanıt bölümüne götürebilirsin. | Open Subtitles | لكنني لا أظن أن البطارية ستفيدنا في التحقيق لذا يمكنك أن تأخذها إلى قسم الأدلة |
Sabah erkenden gitti. Bir Akü ve biraz gaz aldı. Yarın sabah bizi almak için geri gelecek. | Open Subtitles | لقد أخذ بطارية و بعض الوقود إنه سوف يعود فى الصباح |
Oh, harika. Sana yeni Akü almam lazımdı. | Open Subtitles | كان يجب ان احضر بطارية جديدة وحصلت على افضل ما ا ستطيع |
Evlat, istediğin kadar özür dile, yeni Akü olmadıkça | Open Subtitles | بني ، يمكنك أن تعتذر كما تريد لكن بدون بطارية جديدة، |
Arabayı bizim için geri gönderin. Akü ölmüş. | Open Subtitles | أرسلي السيارة لنا لقد نفذت بطارية السيارة |
Birkaç Akü, bir şişe hoş pembe su, harika yeni bir bıçak buldum ve bu gitarın Glenn'in hoşuna gidebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | وجدت المزيد من البطاريات وقنينة من الماء الوردي النقي ومنجل جديد ممتاز |
Bu konuda benimle ilgili endişelenmen gerekmezdi çünkü nereden Akü asidi bulunur onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | انت لن تقلق بخصوص ذلك معي لإنني حتى لا اعرف اين يمكنك ان تجد حمض البطاريات |
Bu Akü asidi, şimdi kaybol. | Open Subtitles | هذا حامضُ بطاريةِ. الآن،انت تَختفي. |
Hala telefon, Akü, tabanca ve çinkoyla yapılan daha birçok şeyle.. dolu bir dünyada yaşadığım için şükürler olsun. | Open Subtitles | الحمد لله أني لا أزال أعيش في عالم به هواتف، بطاريات سيارات، مسدسات، وعدة أشياء أخرى، مصنوعة من الزنك. |
En azından bir Akü veremez misin? | Open Subtitles | ألا تستطيع إعطائي بطاريه على الأقل ? |
Arabamın motorundan Akü asidi sıçrıyor yüzüme. | Open Subtitles | السائل الحمضي للبطارية ينقذف من سيارتي |
Malzemelerle ilgili sorunlarımız var. Arabadan bir Akü daha getirmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لدينا مشكلة مع المعدات نحتاج لبطارية أخرى من الشاحنة |
İşte sonra Akü bitti kaldım öyle, polis geldi diyor ki, bayırdan aşağı vurdurursak çalışır belki. | Open Subtitles | اذًا بطاريتي نفذت ويأتي هذا الشرطي ويقول لي يقول : |
Sakin olun. Akü bitiyor. Kahrolası aracın aküsü bitiyor. | Open Subtitles | اهدأ البطاريه تضعف بطارية السياره اللعينه تضعف |
- "Akü" yazan yeri görüyor musun? | Open Subtitles | -أترى هذه العلامة "البات" ؟ |