Sabah kalkıyorsun ve Akünün ölmüş olduğunu fark ediyorsun. | Open Subtitles | أن تستيقظي في الصباح وتجدي البطارية فارغة. |
Akünün öldüğünü tahmin ediyorum. Benzinimiz, yağımız ve suyumuz da kalmadı. | Open Subtitles | أظن بأن البطارية معدومة و لقد نفذ منا البانزين و الزيت و الماء. |
Kaç Akünün kırıldığını sayın. Akü plakası getirin. | Open Subtitles | لنرى كم العدد الخلايا التى تحطمت إحضر بعض أشرطة البطارية |
Elinden geleni yap, elektrik zımbırtısı. Hadi Akünün üzerine koy. Adını telaffuz edemediğim Hint'li adama bir alkış. | Open Subtitles | أحضريها إلى الكهربائي أسقطيها على البطارية. هدف جديد بالنسبة للهندي المتألق |
Akünün bitmesini istemedim. Arabanı çalmaya çalışmıyorum adamım. | Open Subtitles | لم أُرِدكَ ان تهدرَ البطارية أنا لا أُحاول سرقة سيارتك يارجل |
Akünün bittiğini sandım ama kablolardan biri kopmuş. | Open Subtitles | اعتقدت ان البطارية فارغة ولكن الموصلات لم تكن مثبتة |
Şey, Akünün bitmemesini sağlarsak şu tarafta gidebileceğimiz bir yol var. | Open Subtitles | آه حسناً إذا أردنا إنقاذ البطارية هنا -- أمم,هناك مكان فقط أسفل الطريق |
Bizi bulacaklar, fakat Akünün bizi ne kadar götüreceğini bilemem gecenin bir vakti ihtiyacımız olabilir. | Open Subtitles | - هو / هي سَتَجتمعُ. لَكنِّي لا أَعْرفُ بينما البطارية دامتْ ويَحتاجُها لَرُبَّمَا r ليل. |
Akünün işe yarayacağını sanmıyorum çünkü Dutch minibüsü imha etti. | Open Subtitles | حسناً، البطارية يبدو وكأنها قد خربت لأن " دتش " إصطدم بالشاحنة |
Akünün bağlantısını ben çözdüm. Beni kurtar diye. | Open Subtitles | لقد فصلت البطارية بنفسي كي تنقذني. |
- Biliyorum. Akünün kablosunu gördüğüm ilk anda anlamıştım. | Open Subtitles | أعلم منذ لحظة رؤيتي لوصلتي البطارية. |
Birisi Akünün kablolarını çıkarmış. | Open Subtitles | شخص ما نزع كابل البطارية,أنظري |
Akünün şarjı şimdiye dolmuştur, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن يتم شحن البطارية الآن، صحيح؟ |
Akünün suyunu değiştirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان عليّ تغيير ماء البطارية |
Bu Akünün biteceği doğru mu? | Open Subtitles | أن هذه البطارية ستنتهي؟ |