Hayır harika görünüyorsun. Özellikle Lion's Head'deki Akşam yemeği için. | Open Subtitles | لا انتي تبدين رائعه خاصه للعشاء في مطعم رأس الاسد |
Gully hepimizi Akşam yemeği için alacak ve Gully ne isterse olur. | Open Subtitles | غلي يريد أن يأخذنا جميعاً للعشاء خارجاً وما يريده غلي يحصل عليه |
Tamam ama Akşam yemeği için ne zaman uygunsunuz diyor. | Open Subtitles | حسناً، لكنّه يريد معرفة ما هو الوقت الجيد للعشاء حسناً |
Yarım saat sonra Trou Normand'ta Akşam yemeği için bekleniyorsunuz! | Open Subtitles | إنهم ينتظرونكم في نورماند ترو من نصف ساعة لتناول العشاء. |
Dinle, Mike gelince Akşam yemeği için bir yer seçeriz. | Open Subtitles | أسمعي, عندما يعود مايك للمنزل سنقوم باختيار مكان لتناول العشاء |
Bu durumda Akşam yemeği için ev sahipliği yapmamın mümkün olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | بعد تفكير، لا أعتقد أنني سأكون قادرًا على إستضافتك على العشاء الليلة |
Haydi seni odana geri götüreyim de Akşam yemeği için hazırlan. | Open Subtitles | الأن دعيني أعيدك لغرفتك حتى يمكنكِ أرتداء ملابسك من أجل العشاء |
Şimdi senle uğraşamam. Markete gidip, Akşam yemeği için tavuk alıp geliyorsun. | Open Subtitles | حسناً، لا أستطيع التعامل مع هذا الآن اقصدي المتجر واشتري دجاجة للعشاء |
Hayır harika görünüyorsun. Özellikle Lion's Head'deki Akşam yemeği için. | Open Subtitles | لا انتي تبدين رائعه خاصه للعشاء في مطعم رأس الاسد |
Dört adamı haklamayı ve ...çocukları Akşam yemeği için eve götürmeyi başardı. | Open Subtitles | لقد أعجزت أربع رجال ولازال بإمكانها أن ترجع هذه الفتيات للبيت للعشاء. |
Bu adamı yakaladıktan sonra Akşam yemeği için müsait olacağım. | Open Subtitles | بعد ان نضع الاصفاد على هذا الرجل سأكون متوفر للعشاء |
Çıkmadan evvel Akşam yemeği için bir şeyler hazırlamamı ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين مني أن أحضّر أي شيء للعشاء قبل أن أذهب؟ |
Bir gün, eve geldim ve manevi annem Akşam yemeği için tavuk kanadı kızartmıştı. | TED | ولكن في يوم ما، عدت إلى المنزل و أمي بالتبني أعدت أجنحة الدجاج للعشاء |
- Bak Marty, Maggie ve Elaine Akşam yemeği için bize geliyorlar. | Open Subtitles | ماذا عن هذا؟ مارتي وماغي وإلين و القادمة أكثر لتناول العشاء الليلة. |
Eşin ve çocuklarınla Akşam yemeği için eve git. | TED | أقود حتي المنزل لتناول العشاء مع زوجتي وأطفالي. |
Tatlım,abur cubur yeme Birazdan Akşam yemeği için dışarı çıkacağız | Open Subtitles | عزيزى،أبقى بعيداً عن الثلاجة سنخرج لتناول العشاء قريباً |
Şöyle bir son dakika haberi: ''Bozuk robot Akşam yemeği için kediyi pişirdi.'' | TED | في الواقع، سينتهي الأمرُ هكذا: "روبوتٌ مختلٌّ قامَ بطبخِ قطّة المنزلِ على العشاء" |
Dehlia ya Akşam yemeği için evde olacağıma söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت أمي ديليا أني سأعود على العشاء. |
Akşam yemeği için bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | يمكن عن أن نتحدث عن أي شيء، عن ماذا نتناول على العشاء |
Buradaki heyecan verici tek şey, Jessie'nin Akşam yemeği için tavuk boğazlaması. | Open Subtitles | التسلية الوحيدة هنا هي رؤية جيسي تذبح دجاجة من أجل العشاء |
Belki de insanlara Akşam yemeği için alış veriş vakti geldi demek istiyordur. | Open Subtitles | ربما أنها تخبر الناس أنه الوقت المناسب للذهاب للتسوق من أجل العشاء. |
Bir de, erken bir Akşam yemeği için müzeden birileriyle buluşmam gerek. | Open Subtitles | أيضا، لا بد لي من تلبية بعض الناس من المتحف لعشاء مبكر. |
Aşçıya söyle, Akşam yemeği için üzgünüm. | Open Subtitles | اخبر الطباخة اننى اسفة بشأن العشاء حاضر يا سيدتى |
Hayır, öğle ya da Akşam yemeği için uygun değilim. | Open Subtitles | لا , انا لا يوجد لدى وقت للغداء او العشاء |
..."geç saatlerde Akşam yemeği için uslanmaz sarışınla, Mercer Kitchen'a gitti. | Open Subtitles | - -"قام بالخروج مع شقراء في عشاء متاخر في مطاعم ميرسر |
Akşam yemeği için çok daha resmi şeylere ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | انك تحتاجين إلى شيء رسمي اكثر في العشاء |
Gidelim, Akşam yemeği için giyinmeliyiz. | Open Subtitles | هيا نذهب, علينا أن نبدل ملابسنا لأجل العشاء |
Akşam yemeği için Stratosphere'a rezervasyon yaptırdım. | Open Subtitles | لقد قمت بحجز عشاء لنا فى مكان أسمه ستراتوسفير |
Sulbin, Akşam yemeği için dalgaların altında inanılmaz bir yolculuğa çıkıyor ve onun yetenekleri, kesinlikle nefesinizi kesecek. | Open Subtitles | بحْث سولبين عن العشاء أخذه الىرحلةٍمُذهِلةتحتالامواج، وقدراته سوف تحبس أنفاسكم. |
Akşam yemeği için kocamla randevum var. | Open Subtitles | سأقابل زوجي علي العشاء |
Pekala Sue kurbiye fabrikasının kapanma zamanı Akşam yemeği için buzdolabına ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسنا، سو لقد حان الوقت لاغلاق مصنع البسكويت يجب على ان ابحث في الثلاجة من اجل العشاء |