Kimsenin alışkanlıklarına, eğilimlerine ya da yaşadıklarına şaşırmıyorum artık. | Open Subtitles | ومع شخص تجاوز المفاجأة من تلك العادات أو ما تؤول إليه الأحداث |
Ben de telefon kayıtlarına, kredi kartı faturalarına, alışkanlıklarına baktım. | Open Subtitles | سجلات هاتفها, بطاقات الإئتمان و الفواتير و العادات الشخصية |
Eğer yabancı ülkelerde, bölüğünüzden bir asker fahişelerle birlikte oluyorsa kendinden düşük rütbeli kadın askerleri taciz ediyorsa bu kötü alışkanlıklarına eve döndüğü zaman da devam edecektir. | Open Subtitles | إذا أيّ شخص من قسمك أستخدم عاهرة في البحار او تحرش بزميلته الجندية فقد ينتهي به المطاف بأن يجلب هذه العادات إلى الوطن |
Senden haber alamayınca eski alışkanlıklarına... dönmüş olmandan endişe etmiştim. | Open Subtitles | جيّد كنتُ قلقاً بعض الشيء حيال إحتمالية رجوعكَ لعادتك القديمة بما أنّني لم اسمع منكَ، أتعلم؟ |
Bu aşamaya geçmeden önce eski alışkanlıklarına dönmeyeceğine beni ikna etmen gerekiyor. | Open Subtitles | تعلمين ، قبل أن نبدأ في هذا أحتاج أن أكون مطمئنة إلى أنك لن ترجعي لعادتك القديمة |
1950'li yıllarda bastırılmış bir kadının duygularını 21. yüzyılın cinsellik alışkanlıklarına alıştırmak... | Open Subtitles | استعجال امرأة مكبوتة من الخمسينيات نحو العادات الجنسية الطليقة للقرن الـ21 |
Şizofrenler alışkanlıklarına ve ritüellerine göre hareket eder. | Open Subtitles | إنّ مرضى "الفصام" هم أناسٌ تحكمهم العادات و الطقوس |