İşte bunu Alak benim sahip olamadığım güzel hayata sahip olsun diye yapıyorum. | Open Subtitles | أقوم بذلك حتى يتطلع "ألاك " لحياة أفضل من التي كانت مُتاحة لي. |
Alak ve Christie'nin evlenmesi güzel bir şey olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألم يكن هناك شيء إذا تزوج "ألاك" و "كريستي" ؟ |
Alak'la birlikte dini sayfalardaki hikayeleri kukla oyunuyla canlandırırlardı. | Open Subtitles | هي و ألاك يستخدمون على ألعاب الدمى الصغيره القصص من اللفائف المقدسه |
Alak asla bizim yaşadığımız zorlukları yaşamak zorunda kalmayacak bunun için Tanrıya şükrediyorum. | Open Subtitles | "آلاك" لن يتحمل أبدًا نفس المصاعب التي تحملناها و أشكر "رياستو" على ذلك. |
Belki de bu kararını duyan ilk kişi Alak olmalı. | Open Subtitles | ربما "آلاك" يجب أن يكون الأول لسماع قرارك. |
Alak ve bebeğin sağ salim eve dönebilmeleri için sadece Rayetso'ya dua edebiliriz. | Open Subtitles | يمكن أن نصلي فقط إلى راييتسو أن الك والطفل يمكن أن يجدا طريقها إلى المنزل |
Alak resmen eski erkek arkadaşımın en büyük düşmanımıza silah sattığını söyledi. | Open Subtitles | حسنا، نعم. ألاك وتصف بوضوح بلدي صديقها السابق، الذي هو بيع بوضوح أسلحة إلى أكبر عدو لنا. |
Alak silah satıcısını tarif ederken suratın değişti. | Open Subtitles | عندما ألاك كان يصف تاجر الأسلحة، كان لديك ردة فعل. |
Alak resmen eski erkek arkadaşım Conrad Von Bach'ı tarif etti. | Open Subtitles | ألاك يصف بوضوح رفيقي السابق كونراد فون باخ. |
Sağ tarafımda Bay Datak Tarr eşi Stahma ve oğulları Alak. | Open Subtitles | علىيمينيالسيد"داتاكطار" وزوجته"ستاما" وابنهم"ألاك". |
Alak aileye zarar verecek davranışlarda bulunuyor. | Open Subtitles | "ألاك " يقوم بأعمال هائجة تنعكس بالسلب على العائلة. |
Alak Tarr'ı seviyorum ve onunla evleneceğim. | Open Subtitles | أنا واقعة في حب " ألاك طار". و أريد الزواج به. |
Ben Raider Radyo'dan Alak Tarr, kemerin tepesinden yayın yapıyorum. | Open Subtitles | معكم "ألاك طار" على الإذاعة من أعلى القوس. |
- Bu çok eski bir gelenektir. - Hayır, o Alak'ı yaktı. | Open Subtitles | بل هي لعبة يلعبها للعودة - (لا، لقد حرق يد (آلاك - |
Majesteleri, Alak, bütün çocuklarınız kadife çuvala girmeden durmayacak. | Open Subtitles | صديقك الأفضل فخامتك آلاك) لن يتوقف) حتى يكون كل أطفالك |
Alak, Taksin'in hayalini gerçekleştirmek için uğraşıyor. | Open Subtitles | آلاك) يريد تحقيق) ما حلم به (تاكسين) فقط |
Alak'ın kente ulaşması ne kadar sürer? | Open Subtitles | كما نحن الآن كم تبقى حتى يصل آلاك) للمدينة؟ |
Alak ben eve yemeğe gelene kadar bütün akşam benimle beraberdi. | Open Subtitles | (آلاك) كان معي طوال الليل إلىأنأتيتعلى العشاء. |
Alak'e zarar verseydin yerde yatan sen olurdun. | Open Subtitles | لو آذيت (آلاك) ستكونأنتالمُمددعلى تلك الأرضية. |
Alak çok küçüktü ve denememiz için ısrar etti. | Open Subtitles | الك كان في ريعان شبابه وكان مصراً على تجربتها المترجم: |
Alak utanç sehpasında ölmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | الك اخبرني بأنك طلبت الموت على حجر العار |
Gözlerimi kapadığımda Alak'ı sadece küçük bir çocuk olarak görüyorum. | Open Subtitles | عندما أغمض عيني، يمكنني فقط صورة العلاق كما صبي صغير. |