| - yani tat farkını alamıyordu. - Evet. | Open Subtitles | و لذلك لم يتمكن من معرفة الفرق عن طريق التذوق هذا صحيح |
| Kimse kontrol altına alamıyordu. | Open Subtitles | لم يتمكن أحد من التحكم في الأمر |
| Onun bir küvetin içinde bacaklarını tıraş ettiğini düşünmekten kendini alamıyordu. | Open Subtitles | لم يستطع منع نفسه من تخيلها مستلقية بحوض استحمام تحلق شعر ساقيها |
| Bayan Pascal'ın, yanaklarını parmaklarının ucuyla hassasça okşadığını hayâl etmekten kendini alamıyordu. | Open Subtitles | ..(لم يستطع منع نفسه من تخيل آنسة (باسكال تتحسس وجهه بطرف إصبعها |
| Angelo can çekişiyordu ve artık nefes alamıyordu hiç kimse ona yardım etmiyordu. | Open Subtitles | الطفل لم يعُد يستطيع أن يتنفّس هو لم يستطيع أن يفعل أيّ شئ لم يكُن هناك أحد والذي كان يساعده ويركض إليه .. |
| Gözlerinin onun üstünden alamıyordu. | Open Subtitles | كانت المرأة الوحيدة التي عرفها لم يستطيع أن يرفع عينيه عنها |
| Hayır, yanlış anladın. Nefes alamıyordu. | Open Subtitles | لا, أنتِ لا تفهمين, لمْ تكُ قادرة على التنفس |
| Ama zamanında Babam da satın alamıyordu. | Open Subtitles | لكن في نفس الوقت , والدي لم يتمكن أيضاً |
| - Nefes alamıyordu. | Open Subtitles | ـ لم يتمكن من التنفس |
| Ve onun yatakta boylu boyunca, çırıl çıplak uzandığını düşünmekten kendini alamıyordu. | Open Subtitles | و لم يستطع منع نفسه ...من تخيلها عارية مستلقاة في فراشه - سيد (كريك)؟ |
| Babam, anneme hiç sahip olamadıkları nikâhı satın alamıyordu. | Open Subtitles | أبي لم يستطيع أن يقدم .لأمي حفل الزواج الذي لم يحظوا به نحن أجتمعنا هنا .. |
| Nefes alamıyordu. | Open Subtitles | لا, أنتِ لا تفهمين, لمْ تكُ قادرة على التنفس |